"Sabah kahvaltisini ben hazirliyorum,
oglen okulda yiyecegimiz sandvichleri, meyveleri, cerezleri, yine ben,
aksam yemekleri zaten hep benden!
Yavruyu ben uyutuyorum,
gece agladiginda ben kalkip suyunu iciriyorum,
uzgun oldugunda yanima alip onunla birlikte uyuyorum.
Sabah yumurtasini, portakalini ben hazirliyorum,
hangi gidalari tuketmesi gerektigini dusunuyorum,
onunla oyunlar oynuyorum;
parka, havuza, kutuphaneye goturuyorum,
gitar caliyorum, kitap okuyorum;
ve tabii ki bezini degistiriyorum, banyosunu yaptiriyorum, giydiriyorum.
Baska neler mi yapiyorum, sayayim efen'im:
ekmek yapiyorum, yogurt yapiyorum, yerleri supuruyorum, siliyorum, bulasik makinesini bosaltiyorum,
sonra camlari sildim gecen gun, 1 karis toz!
Evin isi hic bitmiyor ki!
Alisveris yapiyorum, faturalari yatiriyorum, banka islerini hallediyorum,
arabanin bakimini yaptiriyorum ve daha incik cincik bir suru is, saymakla bitmez,
bitmiyor ki dunyanin isi!
Peki o ne yapiyor?
Emziriyor. Emzirsin amenna, cocugumuzun anne sutu almasi cok onemli ama artik eskisi kadar emmiyor ki bebis, 1-2 kez ancak.
Ha pardon, bir de camasir yikiyor haftada bir.
Bir kere giyilen ve lekesi olmayan seyleri bile yikiyor,
dunyaya da zarar veriyor yani.
Utu yapmiyor, cunku kurutma makinesi var,
cifte zarar, hadi bakalim!
Bir de yerlestiriyor, ne bulursa yerlestiriyor,
pazar cantalari, bulasiklar, buzdolabi, cocugun oyuncaklari, benim kitaplarim,...
Birak nasilsa yine dagilacak diyorum ama dinler mi, yoook!
Gereksiz islerle ugrasmayi birakip bir gun de yenebilir duzeyde bir yemek yapsa, nerdeee?
Hadi simdi gece emzirmelerini de birakti, bakalim ne yapacak???
Bekliyorum merakla..."
Der mi hic? Demez; hayatta demez. Bir kere, "cocuga ben bakayim, sen de onun adina blog yaz" demisti esprili bir sekilde ama ben farketmemistim bu kadar is yaptigini, yavrusunun herseyiyle fazlaca ilgilendigini. Ta ki YavruSu "babaaa babaaa" diye aglamaya baslayana kadar. Gerci bu isleri onceden de yapiyordu... Of cildiricam, neden artik anne diye aglamiyor. Sanirim duzenli hayata geri donunce emme isini azaltti, o yuzden boyle yapiyor. Hayir kiskandigimdan degil, varsa bir kusurumuz, onu bilelim de duzeltelim diye. Bu islerin bir kismini tabii ki ben de yapiyorum. Ama mesela, benim yemeklerim onunki kadar guzel olmuyor, ne yapayim. Ayrica benim gibi bir duzen insani icin cok zor birsey yemek hazirlamak. O soganlari ayni boyda kesmeye calisirken, aradan kayan halkalar hic bana gore degil. Dagilan halkalari tekrar topla, yan yana getir, esitle, digerleriyle ayni boyutta kes, yok valla, omrum geciyor bir kuru sogan dograyacagim diye. Bence herkes kendini rahat hissettigi isi yapmali. Mesela, camasir katlamak da onun icin bir omur suruyor ama bana gore cok kolay ve zevkli bir is. Ya da 3 boyutlu dusunme yetenegi gerektiren isler, yani yerlestirme isleri, ahh bayiliyorum bu islere. Deli miyim neyim :)
Tamam biraz da baba diye aglasin. Cok fazla sahiplenmek, sadece annenin ilgilenmesi ve bakimini yapmasi saglikli degil bence zaten. Hatta, cogu zaman onun da emzirebiliyor olmasini cok isterdim. Reformla kalmasin, devrimi de olsun emzirmenin :P Saka bir yana, bu, hem babalarin da bu zevki tatmasi acisindan, hem de annelerin biraz olsun ozgurlesebilmeleri acisindan iyi olurdu. Adanmislik durumu tehlikeli cunku. Ancak anne de kendi hayallerinin pesinden kostugunda, etrafindakilerle ozgur bir iliski kurabilir, onlari da ozgurlestirebilir. Aksi halde, sacini supurge eden anne figurunun, kendini gelistirmedigi icin supurge olarak kalmasi ve supurge gibi muamele gormesi oldukca olasi bir durum. Hicbir annenin hayalini supurgeyle ilgili herhangi bir seyin susledigini zannetmiyorum --ona binip ucmak disinda. Bir kadinin hayatta bir cocuk yetistirmekten farkli hayalleri vardir sanirim. Mesela iki cocuk yetistirmek :P Saka saka, tabii ki bu, en basta cocuklar icin sinirlayici olacaktir. Cunku onlara ogretmeye calistigimiz seylerden ziyade, yaptiklarimizla ornek oluyoruz. Hani derler ya "buyuklerin dedigini yap, yaptigini yapma" diye; ama cocuklar da hep yaptiklarini yaparlar, bu gercekten cok kucuk yastan itibaren boyle oluyor. O yuzden siz evde ne kadar esitlikci ozgurlukcu davraniyorsaniz, o da etrafiyla kurdugu iliskilere bunu tasiyacaktir. Siz ne kadar hayallerinizin pesinden kosuyorsanız, o da kosacaktır inandigi seylerin ardından.
Bunun, Sabiha Paktuna Keskin'in soylediginin aksine, cok degerli bir deneyim oldugunu dusunuyorum, ve Ayten Sonmez'in kaleme aldigi ilgili yazidaki bir paragrafla bitiriyorum:
"Sabiş Teyze’nin altını özellikle çizdiği konu, çocuğun gelişiminde özellikle de cinsel gelişiminde ailenin rol modeli olduğu. Bu nedenle de eğer çocuğumuzu iyi yetiştirmek istiyorsak, çekirdek ailede annenin ve babanın ataerkil iş bölümünü ve bununla bağlantılı rol dağılımını çocuklarımıza sunmak durumundaymışız. Çocuklarımızın “normal” olması için onlara ataerkil ilişki modelini ve baba otoritesini model olarak göstermeliymişiz. Kapalı kapılar altında istersek çok anaerkil olabilirmişiz –ne demekse?- ama çocuğun önünde anne olarak baba otoritesine boyun eğen, otorite olarak babayı işaret eden tavırlar sergilemeliymişiz. Gerekirse küçük müsamereler hazırlamalıymışız. Örneğin çocuğun önünde babaya telefon açıyor gibi yapıp “domatesleri nasıl kesmemi istersin hayatım (“hayatım”ı ben ekledim!)” diye sormalıymışız, çocuk da karar merciinin, otoritenin kim olduğunu öğrenmeli, güce biat etmeli. Böylece erkek çocuk, babası gibi güçlü, otoriter olmaya yani erkek olmaya yönelecek kız çocuksa o güce kendini beğendirmek için annesi gibi –kadın gibi- olmaya yönelecekmiş. Böylece toplumumuz normal, heteroseksüel, mutlu bireylerden oluşacakmış. Kendi kuşağımızın ya da çocuklarımızın kuşağının “domateslerin kesiliş biçimine karar vermek isteyen” yani neyi nasıl istediğini bilen kadınlar ve erkeklerden oluşması olasılığını toplumsal bir facia olarak sunmak cinsiyetçi muhafazakârlık değilse nedir?"Ve bu cinsiyetci muhafazakarlik yalnizca kadinlari degil, erkekleri de vuruyor. Yine Ayten'in deyimiyle "anaerkillikten ölünmüyor ama ataerkillikten ölünüyor bu toplumda ve dünyada her yerde…" Yetisin babalar, bu durumu duzeltmek sizin de elinizde!
14 comments:
Kesinlikle katılıyorum sana, benim kendi aileme çok ters bir durum bu, bir gün annem bizde eşimin çamaşır katladığını görünce (ki aslında ev işlerinde en iyi olduğu konu, katlamak ve toplamak)kızım başkalarının yanında bari yaptırma dedi, (başkası da kayınvalidem)dedim anne ben yaptırmıyorum ki! zamanında yaptıran da annesi zaten ve biz böyle çok mutluyuz :=)
Bizim evde de geçenlerde baktım Neva ile babası mutfak masasında oturmuş barbunya ayıklıyorlar :)) Fotoğraf makinasının biten şarjı nedeniyle ölümsüzleştiremedim o anı ama zaten eminim ki böyle anılar daha çoook olacaktır. Halt etmiş Sabiha Paktuna. Bizim Neva'ya anlattığımız uyduruk masalalarda yemekleri hep babalar yapıyor :)) Evin içinde herkes her işe bakabiliyor.
Bu arada benim ilgili çeken YavruSu ile babasının bu özel ilişkisi. Biliyorsun bizim evde de benzer dünya görüşlerine sahip bir baba var ama asla bu kadar babaç(!) olamıyor. Çocuğun yıkanması, temizlenmesi, oyalanması, gece boyunca bakımı hep benim üzerimde. İstese de birkaç kereden sonra sıkılıyor ve devam edemiyor. Demek ki bu da kişilik meselesi, dünya görüşünden bağımsız :))
Çok tatlısınız bu arada. Öpüyoruz hepinizi :)
Şu an bırakın babadan, konu komşudan, hatta uzaylılardan gelecek yardımı bile seve seve kabul etme modunda olan benim için ama çocuğun herşeyiyle anne ilgilenmek isteyen, babayı bile dışlayan anne figürü tamamıyla akla ziyandır. Baksana Evren cümle bile kuramıyorum :) Sevgilerimle.
bu sabah altıda defne sırılsıklam uyandı, bir ara baktım babası altını ve üstünü değiştiriyordu, bir ara mızıldama duydum, biraz sonra tekrar baktım kucağında uyumuş bizimki. bazı geceler de tersi oluyor tabi. hiçbirşeyi paylaşmadık biz, onu sen yap şunu ben yapayım olmadı hiç. ortada olan işi kim boşsa o yaptı, hem evde hem defneyle ilgili. babaları uzaklaştırdıkça iyice kopuyorlar çünkü, anneler istemeden de olsa yapıyor bazden bunu.
bu arada emzirme işi bitti mi merak ettim, öptüm sizi
tam da saydığın gerekçelerle anaerkil bir oğlan yetiştirmeye çalışıyorum.
aaah bu social constructs... beni bunlar mahvediyor... :)
Evren,
Bu yaziyi okurken yurttaki rafini duzenleyisin gozumun onune geldi :)
Eski gunler :)
İnanamadım son paragrafa... Ve sana sonuna kadar katılıyorum... Ev işlerine pek yanaşmasa da kızının pet çok şeyiyle ilgilenen bir eşim var. Ve bence ev işlerine çok yanaşmaması bir zamanlar evinde Sabit teyzenin önerilerinin geçerli olmuş olması:(
Hakkını da yemiyim tabii... İsteyince yapar:)
GuCuBe,
"Aman baskalari adami is yaparken gormesin" durumu T.'nin kuzeninde de varmis. Kadinin hamileligi agir gectiginde, kocasinin camasir asmasi gerekmis ve o da kimse gormesin diye herkes yattiktan sonra yapiyormus!!! Senin esinin annesi ne guzel yetistirmis. Sanslisin, sansliyiz. Benim esimin annesi de abisiyle ikisine is yaptirirmis hep. Zaten aksi halde cok zor bir kisinin tum isleri yapmasi. Bir de eger asci olmak ya da ne bileyim temizlik uzerine kitap cikarmak gibi bir amacin yoksa, herhangi bir tutku beslemiyorsan icinde, sadece rutin haline gelmisse bunlar; ev ici emek ucretlendirilse bile ne yazar. Yaraticiligini ortaya koyamadigin, kendini gelistiremedigin gibi uzerine bir de koreldigin onca yilin hesabi olmaz cunku, hayat bu gecen. Vakit nakit degildir, vakit hayattir aslen.
Senem,
Benim size seneye yeni bir makine getirmem sart oldu hakikaten de :)
Bizde de annecilik durumu hakimdi. Sanirim farkettiren gece boyu ilgilenme durumu oldu. Ben gece emzirmelerini birakinca, T. ilk hafta epey bir ter doktu. Defalarca uyanip sakinlestirmek icin ugrasti. Ama 1 haftadan sonra durum biraz daha normallesti, artik daha az kalkiyor. Bir de bu 'babac' kelimene bittim. Cok yaratici ve bizim durumu aynen acikliyor. T.nin boyle bir mizaci var hakikaten. Ben YavruSu'ya cesitli nedenlerden sesimi yukselttigimde hemen mudahil oluyor, ici elvermiyor adamin. Ya da sort giydirdigimde gelip degistiriyor "dusup dizlerini yaralamasin" diyor. Dunya gorusunden bagimsiz dedigin gibi.
Ivir Zivirci,
Seni cok iyi anliyorum ve cok kolay gelsin diyorum. 21 gunluk ve 24 aylik iki cocukla ilgilenmek cok zor olmali. Baba ne durumda? Yardim ediyordur umarim. Aslinda bu yardim kelimesi de biraz sakat ya... Kim kime yardim edecek, kimin isi gibi bir durum ortaya cikiyor. Is aslinda herkesin, evin, dolayisiyla bunu yardim olarak gormek/gostermek yanlis olur. Kolay gelsin tekrardan! Ben geleyim diyecegim ama biraz uzagiz sanrim :)
fusfus,
Sizin ev de cok iyiymis. Bizde de ozel bir paylasim yok. Yeri geliyor T. de camasir katliyor, yeri geliyor ben de yemek yapiyorum. Ama cogunlukla tam tersi oluyor, benim elim yemege gitmiyor, onunki de camasira :) Gece eskiden kim daha az uykusuzsa o kalkardi, son zamanlarda emme isteginin tavan yapmasiyla ben kalkar olmustum ve bu beni cok etkiliyordu. Ben gercekten uykusuzluga hic dayanamiyorum, sinirlerim bozuluyor. O yuzden bu gece emzirmelerini keselim dedik, dolayisiyla gece olayi T.ye kalmis oldu. Ama yine kesin sinirlarimiz yok, mesela T. gecen gun hasta olunca, ben kalktim haliyle. Bu arada emzirmeyi sabah kahvaltidan sonra ve aksam yemekten sonra olmak uzere 2'ye indirdik. Arada bazen kaciyor ama, azimliyiz basaracagiz :)
Evren'cim cok guzel yazmissin:) baba kiz iliskisi bir farkli olur, kiskanma:))
Bizde de genelde ben yaparim Derin'in bakim islerini, banyo haric, bir onu babamiz yapar...geceleri genelde beni cagirir ama nadir de olsa baba diye aglamisligi olmustur:) ev islerine gelince babamiz ara sira yemek yapar, irobot yokken yerleri supururdu, diger isler bende:) paylasim olmasina calisiyoruz...
'Vakit nakit degildir, vakit hayattir aslen' KATILIYORUM:) harikasin!
Gulcin,
Yurt hayatini hic sorma :P Baska odalardan hic tanimadigim kizlar dolabima bakmaya gelirlerdi. Bize verdikleri o minicik dolabi manyak gibi yerlestirirdim. Neyse ki bebis olduktan sonra biraz azaldi bu takintilarim ama hala var malesef ;)
Sen Gelince,
Yapar tabii ki, kiziyla bu kadar ilgilendigine gore, yasadiginiz evle, onun isleriyle de ilgilebilir. Yeter ki sen izin ver, elinden tut, birlikte yapin. Bu Sabit teyzenin temsil ettigi zihniyetin etkilerini bir sekilde asmamiz gerekiyor hakikaten de. Sevgilerimle...
Sabiş teyzeye sinir oldum.. Okuduğum bazı bloglarda 'sabiha paktuna keskin bu konuda diyor ki, ...' şeklinde yazılara rastlıyordum. Artık önyargılıyım kadına maalesef, ağzıyla kuş tutsa da.. sabiş teyzeyi cinsel ayrımcılık yaptığı için mahkemeye vermek gerekir, yok mu böyle kadını koruyan yasalarımız? Al işte, büyük bir suç bu, çocukları cinsiyetçi yetiştirmeye teşvik...
Yaban,
Hic sorma! Aslinda dedigin dogru, cinsel ayrimcilik yaptigi icin mahkemeye vermek gerekir! Ama bizdeki bu kafa ancak onu alip bastaci etmeye yariyor. Bir de insanlar aylarca sira bekliyorlarmis randevu alabilmek icin!!!
Post a Comment