T. burada bir üniversiteden post-doc için teklif aldı, 2 sene daha buradayız; 2 saat uzaklıkta, yine bir üniversite şehrine taşınacağız. Ne yapsam diye düşünürken, neyse ki beni uyardı, her üniversitede bir master yapmak zorunda değilsin diye (matematikten sonra matematik öğretmenliği, klasik gitar, kütüphane ve bilgi bilimi, yeter tabii). Ama bunun için önce Ege Üniversitesinin bahçesine gömülü olan göbeğimi bulmam gerekiyor. Bu yaz ilk önce İzmir'e uğrayıp, bir kazı çalışması başlatacağım; o göbeği bulup hemen sokağa atacağım, yeter valla!
Buradan İstanbul değil de başka bir şehir için ayrılacak olmak üzüntü yaratıyor... Özellikle de bizim yavrunun çok sevdiği okulunu bırakacak olması. 2 annem, 2 babam, 1 de kız kardeşim var diyor. Ailecek çok sevip sahipleniyor onları. Dünya iyisi insanlar, bulunmaz doğallıkta bir okul ortamı, benim bile yanlarında kalasım geliyor bazen :)
Sonra buradaki evimiz, bahçeye açılan mutfak kapısı, yanda bizimkinin yaşlarında bir arkadaş... Ev arama kriterlerimiz arasına yeni biri daha eklendi zaten: yan evde 3-4 yaşlarında bir çocuk olması :) Ev alma, komşu al diye boşuna dememişler. Başka türlü bizimki gibi bir sosyal oyuncuyu nasıl tutarız bilmem. Sosyallik yoksa oyuncakla oynamak da yok, yalnızca anne ve babanın başına ekşimek var.
Geçen gün mıknatıslı çarklardan aldık, buzdolabının üzerine asılanlardan. Başlangıçta çok sevdi, biz mutfakta iş yaparken, o da gidip gidip farklı dizaynlar deniyordu. Ben de ciddi ciddi mekanik çalışması yapıyor zannettim ama yaklaşınca gördüm ki "bu bebek çark, bu onun sisterı, bebek ağlıyo, altını değiştirmem lazım, bunu da baba çarkın yanına koyayım, tamaaam" diyerek çarkları sosyalleştiriyormuş.
Ne yapacağız bilmiyorum. İşimiz iş, ilerde kesin okulundan çok davet alacağız diye konuşuyorduk T.'yle ama bir de baktık ki o döneme bir şey kalmamış. Sahi bunlar 5 yaşında okula mı başlayacaklar şimdi? Sevgili ülkemde eğitim konusunda her gelen iktidar dönüp dolaşıp bir şeyleri değiştiriyordu ama bu İslamcı muhafazakar parti pek bir 'akıllı' çıktı. Öyle sınav sayısını 2 artırıp 1 indirmekle uğraşmadan direkt formülü verdi: 4+4+4. Olayı kökten çözmek için, hiçbir bilimsel dayanağı olmadan, gayet tepeden inme bir şekilde --çöz çözebilirsen! Ayrıca düzenlenen formlar öyle usta ki buyurun kendiniz bakın, Anne Kaz yazmış.
Konuyla ilgili Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesinin yaptığı açıklamaya göre:
Konuyla ilgili Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesinin yaptığı açıklamaya göre:
- Yeni taslakta 1’inci sınıf yaşı bir yıl öne alınmaktadır. Böylece, 60-72 ay çocukları, okulöncesi eğitime değil, 1’inci sınıfa alınacaktır. Bu uygulama pedagojik açıdan sakıncalıdır. Bu yaş çocukları, daha somut işlemler dönemine geçmediği için 1’inci sınıf becerileri arasında bulunan okuma-yazma, basit sayısal değerlendirme ve işlemleri yapabilecek bilişsel düzeyde değildir.
- Önerilen 4+4+4 modelinin ilk kademesi olan 4 yıllık eğitim kavramı hiçbir bilimsel temele dayanmamaktadır. Bilimsel araştırmalara göre çağ nüfusu bilişsel gelişim açısından ayrıştırıldığında, 7-11 yaş somut işlemler, 12 yaş üstü ise soyut işlemler dönemleri olarak belirlenmiştir. Dördüncü sınıftaki bir çocuğun, somut işlemler döneminin tam ortasındayken ilköğretimin ikinci kademesine geçmesi, bilimsel veriler ve bulgulara ters düşmektedir.
- Önerideki son 4 yılın mesleki ve teknik yönlendirmeyi içermesi, bilimsel açıdan sakıncalıdır. Bilimsel veriler ilgi, bilgi, yeti ve becerilerin 15 yaşlarında bile kararlılık göstermediğini ve kaygan bir zeminde olduğunu saptamıştır. Araştırmalar, çocukların yaşam boyu çalışacakları alanlardaki eğitim seçeneklerini 18 yaşından önce doğru ölçütlerle değerlendiremediklerini göstermektedir.
Bu işin bilimsel yönü, devamını bu linkten okuyabilirsiniz ancak işin bir de siyasal ve ideolojik yönü var ki o kısmı ortada alenen “dindar nesil yetiştirmek istiyoruz” diyen bir başbakan varken nasıl tartışacağız bilemiyorum. Demokrasi varsa, tabii ki seçme özgürlüğü de olmalı. İsteyen gider din felsefesi öğrenir, isteyen gider ateizm öğrenir. "Dindar nesil" yetiştirmenin yeri örgün eğitim kurumları değildir. Biz çocuğumuzu resim yaparken bile yönlendirmemek için göbeğimizi çatlatırken böyle aleni bir şekilde yönlendirme yapılmasını kabul etmek mümkün değildir. Herkesin her türlü bilgiye eşit derecede erişim hakkı vardır, tüm çocukların baskı olmadan öğrenme, yönlendirme olmadan meslek seçme, kız çocuklarının da istediği kadar eğitim alma ve evlenmeme hakkı vardır. Çocuk hakları vardır! Onlara hiç sordunuz mu? 4+4+4 = "çocuk gelinler"+"çocuk işçiler"den oluşan "dindar bir nesil" olmasın sakın?!?
Canım sıkkın be blog! Yasa geçmiş bile...
Canım sıkkın be blog! Yasa geçmiş bile...