Haftasonları kreş tatil olduğu için ve malesef bizim tatil matil demeden çalışmamız gerektiği için bir süredir farklı yollar deniyorduk sonunda bir sistem oturttuk :) Günü ikiye bölüyoruz, sabah birimiz, öğleden sonra birimiz bakıyor bebişe. Cumartesi öğlen, bebiş uyandıktan sonra hep birlikte yemeğe gidiyoruz, sabahki nöbetçi içtiklerine dikkat ediyor ki çalışabilsin günün kalan yarısında. Pazar günü de tersi oluyor, yani Cumartesi sabahçı olan Pazar günü öğleden sonra bakıyor. Bir sonraki haftasonu ise tam tersini uyguluyoruz, çünkü Cumartesi ve Pazar'ın dinamikleri farklı oluyor. Kısaca formüle edecek olursak şöyle bir şey çıkıyor ortaya:
1.hafta: Cumartesi: A-B, Pazar: B-A2.hafta: Cumartesi: B-A, Pazar: A-B
Eee, bebek bakmak zor zenaat, öyle düzensizliğe, programsızlığa gelmez yani, çok ciddi :) Muhtemelen kafayı bozduğumuzu düşünüyorsunuz ama bir şekilde paylaşmayınca, bebiş de dahil herkes için verimsiz geçiyor haftasonu. Böyle olunca herkes ne yapacağını, kaç saati olduğunu biliyor ve ona göre planlıyor işlerini veya aktivitelerini. Ve merak ediyorsanız söyleyeyim, gerçekten bunu başından böyle planlamadık, kendiliğinden oluvermiş :) Denge yasası doğruymuş yani, ispatlamış olduk ;)
İşte böyle haftasonlarının olmazsa olmaz, en önemli bölümünü kütüphane oluşturuyor. Birimiz kuzuyla çocuk bölümünde ey(ğ)lenirken, diğerimiz de üst katta çalışıyor.
Arada oyuncaklarla oynuyor --daha çok trenlerle; arada oturup puzzle yapıyor sakince...
Biz pek bulaştırmamaya çalışıyoruz ama Çinli veya Amerikalı abi ve ablalarına özenirse, bilgisayarın başına da oturuyor 5 dakika...
Bir de oyun odası var, uğramadan geçmiyoruz tabii. Burda her hafta farklı yaş gruplarına yönelik kitap okuma ve müzik saati düzenleniyor, 0-12 ay, 12-24 ay, 24-36 ay, 3-6 yaş. Cumartesileri 11'de de kukla gösterileri oluyor...
Bitmedi! Orda geçirdiğimiz güzel vakitlerin dışında bir de eve elimiz kolumuz dolu dönüyoruz ve 1 hafta boyunca kütüphaneden aldığımız kitaplarımızı okuyoruz
Bir de yine hafta boyunca kütüphaneden aldığımız oyuncaklarımızla oynuyoruz (-ruz derken yani biz oynuyoruz, oyuncaklar da oyunumuza eşlik ediyor :)
Bir de DVD'ler ve CD'ler var. DVD'ler için yaşımız henüz tutmuyor ama arada CD de alıyoruz dinlemek için. Kısaca biz bu kütüphaneyi çok seviyoruz!
* * *
Evet şimdi size soruyorum, ister misiniz böyle bir şey Türkiye'de de olsun? Ben isterim, hem de çok! Buraya geldiğimizden beri en çok sevdiğim şey kütüphaneler oldu. Bizim okulun 24 saat açık kütüphanesi şehrin en büyük binası. Yok yok; olmayanlar için de interlibrary loan sistemi var, kütüphaneler arası ödünç alma/verme. İsterseniz dünyanın bir ucundaki kütüphaneden kitap bile getirtebiliyorsunuz. Bir de il halk kütüphanesinin çocuk bölümü var. İlk kez bebişe hamile kaldığımda tanışmıştım ve öyle çok etkilenmiştim ki annemler doğum için buraya geldiklerinde kar kış demeden 39 haftalık göbeğimle/bebeğimle onları doğru kütüphaneye götürmüştüm :) Onlar da tuhaf tuhaf yüzüme bakmışlardı, "biz Amerika gezicez diye geldiydik ama, kızın bizi getirdiği yere bak, cins bu cins, aynı sana çekmiş" diye birbirlerini suçlayıp durdular ;)
Monroe il halk kütüphanesi çocuk bölümü
İşte böyle, kütüphane müptelası olduktan ve Bir Dolap Kitap'ı okumaya başladıktan sonra alınacak listeleri hazırlayıp kara kara düşünüyordum, Zeynep de teyit edince düşüncelerimin karalığını, Türkiye'ye dönmesek mi diye düşünmeye başlamıştım artık. Sonra arkadaşım Illias ve eşim T. tez konuma odaklanmak yerine bu hayatta ne yapmak istediğimi düşünmemin daha anlamlı olacağına dikkat çektiler ve o günden beri bin tane farklı şey düşündüm, çok düşündüm ve en sonunda buna karar verdim, yani çocuk kütüphaneciliği çalışmaya :)
Danışmanım önce "ama nasıl olur sen analitik bir insansın" dedi (!!!), (alt metinde şu vardı galiba: ama daha data analiz edeceğüdük) . Sonra "emin misin?" diye sordu, "yani bunu yeni anne olduğun için istiyor olmayasın" diye üsteledi. Ben de düşündüm taşındım, ve hayır dedim. Mutlaka onun da etkisi vardır ama daha çok da yaşadığım kitapsız çocukluğun içimde kalan uktesi, ve de her gün doğan yeni umutların kitapla daha güzel bir gelecek kurması, tüm çocukların kitaplara ulaşabilmesi hayalleri,... "Bir çocuğa bile faydam olursa ne mutlu bana" dedim gururla. Tabii bunu söylerken kafamdan ülkenin her yerine kuracağım çocuk kütüphanelerini geçiriyordum. Böyle de kocaman hayaller kuruverdim bir anda yani, pes valla bana ;) Kültür Bakanlığı da beni bekliyordu zaten, hemen danışman olarak işe alacaklarmış :) Üstelik koleksiyonları istediğim şekilde düzenleyebilecekmişim. Çok kültürlü, çok dilli, 'farklı' cinsiyetlere de yer veren 'farklı' kitaplar da olacak bu kütüphanelerde, tüm blogcu anneleri de işe alıyorum :) çalışanlar da istifa etsin gelsin, çocuklara kitap okuyalım, şarkı söyleyelim hep birlikte, "Dünyayı güzellik kurtaracak" demiş Dostoyevski, bundan güzel şey var mı bu hayatta...
İşte böyle sayın seyirciler, hayallerim büyük anlayacağınız. Ama ulaşılmaz değil, hiçbir şey ulaşılmaz değil, yeter ki gerçekten isteyip inanalım. Üstelik yaptığım araştırmalara göre İstanbul'da bazı semtlerde kurulmuş bile :))) İçini içeriğini pek bilmesem de, sayıca çok az da olsa, bu bile cesaret verdi bana. Ayrıca çocuk kütüphaneciliği ile ilgili ders veren bölümler de varmış. Ben de bu alanda dersler alacağım seneye, döndüğümde aktarırım ilgili kişilere, ve daha pek çok şey yapabilirim, yapabiliriz. Olmaz mı? Neden olmasın?
31 comments:
Ne kadar güzelmiş bu kütüphane. Çok kıskandım şimdi. Yavru Su da harika görünüyor
ah evren ya nasıl özendim şimdi o kütüphaneye, burada öyle biryer olsa nasıl fahiş fiyatlar öderiz kullanmak için kimbilir. oyuncak bile götürebiliyorsunuz demek, harika. ve yavruş da hem oyuncaklara hem kitaplara zarar vermeden kullanıyor 1 hafta, bu daha da harika.
sen bir ses et hemen basarım istifayı ben, hayallerine ortağım, o kadar içime sindi anla sen
Evren,
Midwest kutuphaneleri daha mi guzel ne! Daha once Ohio'da yasarken sehrin harika bir kutuphanesi vardi. Ama buranin kutuphanelerini cok basarili bulamadim. Cocuk kisimlarini o kadar detayli bilmiyorum. Universitenin kutuphanesi harika o ayri ama en guzeli her sehrin kutuphanelerinin olmasi. Cok guzel de calisiyor sistemleri.
Ben kucukken cocuk kutuphanesine uyeydim bizim eve cok yakindi. O kadar cok kitap okumusumdur ki herhalde oradan. Ama artik Turkiye'de oyle bir kavram kalmadi sanirim :( Ne yazik! Tabii internet uzerinden de bir suru kitaba ve filme ulasabilme imkanin var dijital ortam konusunda da cok basarililar.
içim gitti. siz bi dönün, izmir için görüşelim, gerçekten kendi başıma bişeyler yapmak için kafa patlatıyorum bu aralar, böyle güzel fikiirler öyle iyi geliyor ki.
Gerçekten ben de çatladım kıskançlıktan!!! Dönmeyin hakikaten yahu, hatta biz gelelim :))
Yalnız, seçimin konusunda da seni bir kez daha takdir ediyor; başarılar diliyorum Evrencim! Evet, tablo Türkiye için -mevcut durumda- çok iç açıcı olmayabilir, ama bence lmayacak şey de değil! Olmalı hatta! Ve bence, SENİN gibi insanlar bu işleri yapabilirler! Ve biz de sonuna kadar destek oluruz!
Bizim çocuklara yetişmez ama torunlara umarım :)
Kucak dolusu sevgiler!!!
Başak
muhteşemmm:)
Neler yapılır neler... Çok heyecanlandım şimdiden. Yürü be arkadaşım:)
Evren, hasretle okudum yazdıklarını. O Monroe Halk Kütüphanesi'nde az vakit geçirmedim ben. Heyhat, ne yazık ki o zamanlar bir çocuğum yoktu bu şekilde birlikte vakit geçireblieceğim ama ne çok özenirdim oraya çocuklarıyla birlikte gelen anne-babalara. YavruSu, canım YavruSu da hakkını veriyor anlaşılan kütüphanenin. Ahhh benim, hatta Neva ve benim için de tadını çıkartın lütfen. Kirkwood'a bakan köşelerden birinde cam kenarına oturup uzuuuun uzuun kitap okumak gibisi var mıdır? Öncesinde de şöyle bir power breakfast ne iyi gider.
Bu arada tez konun harika!!! Bence vatana millete de çok hayırlı olacaksın bu konuyla. :) Ciddi bir ihtiyaç var bildiğin gibi. Bir de orada "farklı" cinsiyetlerle ilgili epey çocuk kitap vardı hatırladığım kadarıyla. İşte ne bileyim "Lisa'nın İki Annesi" falan gibi. CCC de çocuklara çok okudum ben o kitaplardan :)
Çook sevgiler
Senem
ben en çok abd'de gittiğiniz o mekanları kıskanıyorum. burda-izmir'de- bırak kütüphaneyi 3-4 oyuncağın, materyalin, aletin olduğu oyun grubu bile yok. izmirli bir anne olarak :) ilk kütüphaneyi izmir'e açmaya davet ediyorum seni.
topraam benim :)
imza: fahri mahri ama harbi izmirli hülya
Yapılmaz olur mu ya, süper yapılır. İngiltere'de yaşayan bir arkadaşım var, çocuğu da yok üstelik. Yeğenleri var, hep bundan söz ediyordu, Türkiye'de yapabilir miyim diye, belki bir gün onu da işe alırsınız kim bilir?
hülya ya alemsin, ben girerim seninle bu işe:) valla evren bak izmirden 2 kişi olduk. izmiri ve bizi değerlendir derim:)
"yaşadığım kitapsız çocukluğun içimde kalan uktesi, ve de her gün doğan yeni umutların kitapla daha güzel bir gelecek kurması, tüm çocukların kitaplara ulaşabilmesi hayalleri"
Iste budur! Cok guzel bir konu, harika bir secim. Karsiligini alabilecegin bir meslek, boyle bir sey olmali.
bende tam diyecektim nerede burası ..istemezmiyiz ne güzel bir yer..çok özendim gerçekten..
ben soyle bir bakivermistim ama bir baska blogtan dogru gecerken, yarama tuz degince okudum, ah omrum boyunca boyle kocaman, devasa kutuphanelerin hayalini kurdum, dunden beri makul fiyatlarla ulasabilecegim I. Oktay Anar serisi pesindeyim, ahhh diyorum keske elimi uzattigimda bir kutuphane olsa, cok ama cok sefil bir ulkeyiz biz bu acidan, kutuphaneye gitmek basli basina bir fikirdir ne yapsak sorusunun karsiligi olarak. Okul kutuphaneleri, halk kutuphaneleri cok sefil, insanin kitaplara aglayasi geliyor, halk-sehir kutuphaneleri vs. de yok, Istanbuldayim, beklerim
Harika bir fikiiiir! Evren umarım kurduğın hayalleri bir bir gerçekleştirirsin. Büyük hayaller kurmak ve onlara ufak ufak basamaklarla tırmanmak harika bir şey. Umarım her şey istediğin gibi gider.
O kütüphanelere gelince... BA-YIL-DIIIM! Çok özendim. Yerlerde yuvarlanasım geldi, daha ne diyeyim? :)
Elif Ada,
Teşekkürler. Sizin evin orda da olacak umarım.
Füsfüs,
Süpersin ya! Ne güzel destek sunmuşsun, gözlerim yaşardı valla :)))
ycurl,
Bizim okulun kütüphanesi en birinci seçilmiş bu sene ;) Halk kütüphanesinin çocuk bölümü de burdaki en iyilerdenmiş. Çıtam yüksek yani :P
Bu arada sen çok şanslı bir çocukmuşsun. Benim okuduğum tek çocuk kitabı Kaşağı oldu. Ondan sonra da 3 gün 3 gece ağlamıştım ve bir daha da kitap okumadım. Tabii ki tek sebep bu değildi, yetiştiğim ortam, kitap okumaya bakış açısı, herşey çok olumsuzdu etrafımda. Gerçekten çok büyük sıkıntısını yaşadım sonradan bu kitapsızlığın. Ben 14 yaşında başladım kitap okumaya, kayıp bir 14 yılım var yani hayatımda :( Şimdi onu telafi etmeye çalışıyorum YavruSu'yla ve çok seviyorum/seviniyorum böyle kütüphaneleri, kitapları gördükçe, okudukça, YavruSu uyanır uyanmaz kitaplarına koştukça; çok büyük mutluluk bunlar. Umarım her çocuğun böyle bir dünyası olur, bu dünyayla tanışma şansı...
Yeliz, Hülya,
İzmir işi tamamdır ;) Biraz önce burdan İzmir'e gidecek olan arkadaşım Yeşim aradı, o da sizi desteklediğini söyledi, 3 kişi oldunuz yani :))) Ne güzel hayaller bunlar! Sizden aldığım destekle gerçekleştirmek için çok çalışacağım emin olabilirsiniz. Ve mutlaka birlikte birşeyler yapacağız, topraklarım benim :)
YavruSu'nun okudugu kitaplari gorunce gulumsedim; bizde de hemen hemen ayni kitaplar var. Elmer bizimkinin favorilerinden; gorunce popo salliyor. Bir de kutunun icinde Peek-a-Who'yu gordum yaram desildi. Daha gecen gun Abbas'a bahsetmistim o kitaptan: Evdeki butun Ingilizce kitaplari kafiyelerine bile dikkat ederek Turkceye cevirdim bir ufacik Peek-a-Who'yu ceviremedim diye (Bakalim Abbas'a adini verdim kitabim, koca Cemal Sureya'yi cevirmis onu da cevirir di mi?)
Kararin hayirli ugurlu olsun. Eminim guzel seyler yapacaksin.
Başak,
Siz de gelin tabii ya! Her zaman bekleriz :))) Güzel sözlerin ve desteğin için çok teşekkürler! SENİN gibi insanlar arkamda oldukça, oooo ben her yere kütüphane kurarım ve umarım Çınar'a da yetişir :)
Özgür,
Harikasın arkadaşım! Desteğin beni çok mutlu etti, çok :)))
Senem,
Biz dönmeden Neva'yı da kapıp gelin lütfen buraya. Sonbaharda mesela... bilirsin nasıl güzel oluyor buralar. Güzel sözlerin desteğin için çok teşekkürler! Bu arada o 'farklı' kitaplardan İstanbul'da kuracağımız kütüphanelerde de okursun arada artık ;)
Damla,
Desteğin için çok teşekkürler! Bu arada, İngiltere'deki arkadaşına söyle, hazırlansın o da ;) Bu konuda istekli insanlarla çalışmak çok güzel olacaktır :)
İlk,
Çok tatlısın yine. Desteğin için çok teşekkürler!
Nohut Oda,
Tamamdır, geliyoruz :))
Aslı,
Doğru diyorsun. Bizim burda kütüphane en güzel vakit geçirdiğimiz yerlerden biri. Her yerde böyle olmalı. Normal olan bu, aksi anormal. İstanbul'da görüşmek dileğiyle...
Banu,
Güzel dileklerin için çok teşekkürler. Umarım memlekette kuracağımız kütüphanelerde, birlikte yuvarlanırız yerlerde :)
Burcu,
Elmeri sizin tavsiyenizle aldık zaten :) Çok teşekkürler. Peek-a-Who da herhalde en çok okuduğumuz kitap oldu ilk bir sene içinde :) Bu arada senin ve Abbas'ın çeviri yapmanız mükemmel olur. Düzgün, ahenkli çeviriye çok ihtiyaç var bu alanda.
Bir kez daha herkese çok teşekkürler diyorum. SİZİN gibi insanların desteğini almak çok güzel gerçekten. İyi ki varsınız!
çok güzel bir uygulama ve fikrine %100 destek! keşke olsa böyle yerler buralarda, Asya yakasını bilmiyorum ama Avrupa Yakası'nda yok bildiğim kadarıyla, en azından hiç duymadım. Sen ön ayak olursan süper olur :)))
selam evren,
sen ne doktorasi yapiyorsun?
fikir muthis.
bu asamadaki bir grad ogrenciye sorulacak en dogru soru sudur diye duymustum:
"What is your intellectual project?"
Ben bunu "What is your intellecutal and political project?" diye dusunmustum.
senin proposed project (burda) gayet buna cevap niteligi tasiyor.
Ben amerikaya geldigim ilk andan beri beni buraya baglayan uc sey ne diye dusunmusumdur ve hep 1. barnes and noble ve borders gibi kitap+ kahve yerleri 2. public libraries 3. NPR ve pbs diye cevaplamisimdir.
Lerna,
Ben kutuphane ve bilgi bilimi bolumunde bilgi bilimi doktorasi yapiyorum. Aslinda kutuphanecilik doktorasi yok ama master programi var ve cok guzel dersler var. Seneye alacagim derslerden biri Materials for Youth digeri Youth Services mesela. Bu konuda az da olsa doktora tezleri de var --baska universitelerden. Umarim guzel birseyler cikartabilirim.
Bu arada buraya baglayan uc sey konusundaki tespitin harika :) Aynen benim de oyle. Hatta gecen gun uzerimdeki kahve kokusu turkiyeye donunce gecer mi acaba diye dusunuyordum ;) Bir de NPR'in sesi kulaklarimdan gider mi... :)
Merhaba Evren..
Yazını yeni okudum ve fikrine bayiiilllldiiimmm...
Peki var mi bir ilerleme? Ne zaman basliyoruz kütüphaneye gelmeye ;D
Sevgiler...
Seralp,
Ilgin icin cok tesekkurler! Ben su anda hala US'deyim, onumuzdeki sene bu alanda dersler alacagim. Sonraki sene de doktora yeterlilik ve tez proposal'i var, yine cocuk kutuphaneciligi alaninda. Uzun lafin kisasi 2 sene sonra Turkiye'de calismaya baslamayi umuyorum. Ama bu arada ogrendim ki Turkiye'de de cok guzel girisimler olmus, su (http://yavrusu.blogspot.com/2010/06/haydi-aynalar-is-basna.html) yazidaki linkleri takip ederek ulasabilirsin :)
Sevgiler...
Merhaba Evren..
ben okul öncesi öğretmenliği son sınıf öğrencisiyim.Bu kütüphanenin varlığını yaklaşık bir ay önce Sayın Prof.Dr.Belma Tuğrul hocamızdan duydum.İlk duyduğum andan beri hedefim Türkiye'de bölyle birçok kütüphane varolmasını sağlamak.Bu konuda her türlü işbirliğine ve yardıma açığım.Bunu gerçekleştirebilmek adına maddi-manevi destek sağlayabilecek bir çok yol düşündüm.Bu güzel hayalin,bu hayali paylaşan güzel yürekli insanlarla el ele vererek başarılabileceğini düşünüyorum.İnanıyorum ki bu güzel projeler hayalden öte ülkemiz için güzel bir gerçek olacaktır...
Mervenur merhaba,
Ne guzel senin gibi insanlarin olmasi! Bu konuda ben de her turlu isbirligi ve yardima acigim :) Turkiye'ye donusumuz henuz tam belli degil. Belli olunca yazacagim. Geldigimde tanismak ve birlikte calismak isterim. Bana mail adresini atabilirsen daha ayrintili yazisiriz. Benim adresim: evrenbay@gmail.com
Tanismak, gorusmek dilegiyle...
Post a Comment