January 5, 2012

Elma Ağacı

T. konferans için 5 günlüğüne Boston'a gitti. 6400 matematikçi bir arada ne yapıyor acaba çok merak ediyorum :) Biz de ilk kez bu kadar uzun süre yavrusu ile yalnız kalıyoruz. Yazın 21 gün askere gitmişti ama o zaman yazlıkta annemin yanındaydık. Denize gidiyor, komşularla vakit geçiyorduk. Bu sefer kimse yok. Gerçi okul var, neyse ki var :)

Ama hala bir sürü şey var. Uzun süredir yapmadığım işleri yapıyorum. Keçinin banyosunu yaptırıyorum, yatmadan önce film ve kitap saatini yapıyorum, yemek hazırlıyorum (yavrunun yemeğini genelde ben hazırlıyordum zaten ama sabah kahvaltısını ve akşam yemeklerimizi daha çok T, okula götüreceğimiz yemekleri ise hep T. hazırlıyordu), bunun dışında alışveriş, postanın kontrol edilmesi, araba işleri, para işleri,... off ne çok iş varmış yaptığı. Ben ne yapıyordum bu sürede acaba? Gerçi çamaşır ve yerleştirme işleri benim sorumluluğumda... gerçi yavruyu o uyutuyor... temizlik işini birlikte yapıyoruz. Hala pek adil değil gibi... Hah buldum, o az uykuyla yetinebiliyor ama ben 8-9 saat uyumazsam kendime gelemiyorum ve bebişi ben uyutursam genelde uyuyakalıyorum ve birbirimizin yüzünü görmek rüyalara kalıyor. Şimdi biraz daha hakkaniyetli duyuluyor di mi, di :P)

Ama benim suçum değil. Bir süredir KeçiSu beni istemiyordu, her şeyi babam yaptırsın modundaydı. Ayrışıyor ya :) Zor oldu gerçi başlarda, kendimi dışlanan anne konumunda hissediyordum ama buna doğal bir süreç olarak bakmaya başlayınca rahatladım, hatta ilişkimiz de rahatladı, giderek normale dönüyor, gidip gelip "anne ben seni seviyorum" diyerek sarılıyor :) Fakat yine de çok-sevgili-babası gidince biraz korktum açıkçası, kriz yaşayacağız, sürekli ağlayacak diye. Neyse tahmin ettiğim gibi olmadı ve çok uyumlu davrandı. O da sanırım baktı baba yok, el mecbur, anneye mecbur. Hiç sorun çıkarmıyor --uyku dışında.

Çok uzun süredir babası uyutuyordu yavrusunu. Şimdi akşamları uyku aşamasında bunlar bana kriz olarak geri dönüyor. Babayı istiyorum diye ağlamaya başlıyor. Ben de, Baba Olmak blogunda görmüştüm, hemen bir tane ağaç çizdim deftere, içine de onun boyaması rahat olsun diye koca koca 5 tane yuvarlak. Dedim ki her gece yatmadan önce bir elma boyayacağız ve hepsi bitince baba gelecek. İlk gece birlikte boyadık. Ertesi sabah kalktı, "hadi elmaları boyayalım baba gelsin" diye. Anlatmaya çalıştım, sadece akşamları boyayabiliriz, 4 kere daha yatıp kalktığımızda baba gelecek dedim. Dün okuldan geldik, ben aşağıda yemek hazırlıyordum, çıkmış bir koşu elmaları boyamış, heyecanla indi aşağıya, "baba geldi mi?" diye :)

Off, geriye kaldı 3. Çok özledim ben de (valla işçilik dahil değil bu özleme :P) Nasıl geçecek bu 3 gece? Ben de mi boyasam şu elma ağacını, ne yapsam...


12 comments:

İlk said...

Cok kolay gelsin Evren. Siz ciddi ciddi Kecisu diyorsunuz yavruya :)) Ilk aksam zor olmasi dogal, belki sonraki aksamlar durumu kabullenmis olur kim bilir.
Bizde de Ilgar baba esliginde uykuya dalmaya basladi baslayali uzerimden buyuk bir yuk kalkti. Benim yanimda uyumayan cocuk babasinin varligiyla rahatliyor :p

Elma agaci fikri cok iyi. Ben babaolmak.com'da Ozgur'un askerligi doneminde oyle bir sey yaptiklarini hatirliyorum.

Evren said...

Kendisi tam bir keçi çünkü :)
Ve evet dediğin gibi oldu, az evvel 3.kez uyuttum başarıyla :) Dün gece yarısı baba diye ağlayarak uyanmıştı, umarım bu gece kalkmaz. Uyutma işi zor cidden. Elma ağacını da hatırlattığın için sağol, hemen ekliyorum yazıya, sağolasın!

Red Riding Hood said...

Bu cimcime varya harbi Şirine :) Şuna bak sen kalk hepsini boya birde baba geldi mi de :) Kolay gelsin Evren'ciğim,umarım kısa sürede kavuşursunuz babaya .

Deniz said...

elma ağacı fikrine bayıldım... Bizim de mesleğinden ötürü,özellikle yazın böyle sürelerimiz oluyor, uygularım

amaaaa bbizim keçi de baştan hepsini boyayıp, bana ne diyip atabilir de

nil said...

YavruSu, KeçiSu olmuş :) Yemin ederim, Murat bir yere gitse herhalde beceremezdim. T gibi çok iş yapmaz ama, akşamları Berk ile oynar, Berk de onunla uyumak istiyordu ama hikayeleri ben güzel okuyorum diye beni seçiyor. Hikaye okumayı seviyorum oğluma, ama arabalarla oynamak beni kasıyor,düşünemiyorum bile Murat'ın akşam olmadığın!!!
Ben de boyayım elma, çabuk gelsin T :)

Not: diğer postun yorumuna cevap,elini tutacaktım evet, ama unuttum:)

Cigdem said...

Sanirim ablam da o konferansta, biz de dalga geciyoduk, napiyosunuz onca "geek" bir araya gelince seklinde:). Elma cok guzel fikirmis, akli ermeye baslayinca bizim kuzuda deneyecegim, bizim baba da surekli yollarda cunku. Cok kolay gelsin, bilirim yalnizken adamin nasil pestilinin cikabilecegini, severek takipteyim yazilarini.

Evren said...

Red Riding Hood,
:) Sağolasın! Güzel dileklerin için çok teşekkürler!

Deniz,
:) Evet, bu keçilerin sağı solu belli olmuyor. Kolay gelsin size de. Hımm esas iyi eğlenceler!

Nil,
Esas oynamak iş. Genelde ben sofrayı toplayıp bulaşıkları yerleştirirken T. oynar yavruyla. Şimdi zor oluyor o aşama da. Boyama desteği için teşekkürler! Not için de olsun hiçbir zaman geç değil, mesela bu akşam tutarsın :)

Çiğdem,
Ablanın o konferansta olmasına sevindim :) Bu alanlarda genelde çok az kadın oluyor. Kadınları görmek cesaret veriyor! Size de çok kolay gelsin! Tanıştığımıza sevindim :)

Fatoş said...

Elma ağacı fikri süpermiş. Belki birgün bize de lazım olur :-)

Berceste said...

Elma agacini T.Su cizdi deseydin dusup bayilacaktim :) Fikri cok sevdim. Allah kavustursun, tez zamanda. Sonra da o kadar matematikci ne yapmis bize de de olur mu :) Merak ettirdin simdi :P

Evren said...

Fatos,
Evet, bak ben ta ne zaman Ozgur'un blogunda gormustum, iyi oldu :) Gerci umarim ayrilik icin degil de guzel bir gun icin kullanirsiniz.

Berceste,
Aslinda T.Su cizdi diyecektim :) Cunku o kadar kotu ki benim cizimim, utandim fotoyu koymaya :) Matematikcileri ben de cok merak etmistim, sordum :) Tabii ki cevap alamadim, sanirim matematik sorusu olmadigi icin :P Tahminim herkes tavana bakip ugrastigi matematik problemini dusunmustur ve fiziksel olarak (yurume-konusma, vs.) minimum enerji harcamistir :P

serpil said...

evren yazılarına bayılıyorum :) elma ağacı harika bir fikirmiş.
bana en ağır gelen açıkçası akşam uyutma faslıydı. hem yorgun oluyorsun, hem talepler bitmiyor, hem de sana en çok ihtiyacı olan anmış gibi hissediyorsun.ondan önce uykuya dalarsan anneeee aç gözlerini diye bağırılıyordu v.b. ancak son bir aydır çok daha kolay uykuya dalmaya başladı ve ben çok ama çok rahatladım. darısı tüm çocuk uyutan ebeveynlerin başına :)
(bir de canım insan herşeye alışıyor, plan program yapılınca para işleri de, alışveriş de posta kutusu da yemekler de yetişiyor :)

Evren said...

Serpil, hic sorma, bizde de ben genelde ondan once sizip kaliyorum ve tekmelerle uyaniyorum, daha dogrusu o ayaklariyla beni durttugunde uykuya dalmis oldugum icin bana tekme gibi geliyor. Cok fena!
Ve katiliyorum insan her seye alisiyor. 3. gun kendime guvenim tamamen yerine geldi. Hatta, T.nin yatirdigi saatten daha erken bir saatte yatirmayi bile basardim :) Sonra o gelince eski duzene donduk tabii. Opuyorum sizi, cok kolay gelsin!