Geçenlerde Yeliz sormuştu YavruSu'nun Türkçe kitaplarını, sonrasında Kisd de anket başlatmış tam bu konuyla ilgili, ben de ne zamandır yazmayı istiyordum zaten, vesile oldu. Yalnız biraz uzun oldu, kusura bakmayın! Aslında ben bu sefer gerçekten kısa yazacaktım, çünkü tek tek yazmayı planlıyordum, ama işte soru gelince dayanamadım hepsini bir yazdım :)
Kitapları nasıl seçiyorsunuz diye sormuşlar.
Kitapları üç şekilde seçiyoruz. Baba gitmişse kütüphaneye kuzuyla birlikte, "ince eleme sık dokuma, alınacak kitap bulamama" yöntemini kullanıyor :) Herşeye dikkat ediyor, öyküyü baştan sona okuyor, resimlere bakıyor, beğenirse alıyor. Ben kütüphane kitapları için o kadar özen göstermiyorum, şöyle bir bakıyorum, illüstrasyonları hoşuma giderse, cins çizimler, farklı resimler varsa alıyorum; çünkü 8-10 tane alıyoruz, elbet biri iyi çıkar diye düşünüyorum, çıkmazsa da ertesi hafta değiştiririz diyorum. Bu yöntemin adı da "atalım çantaya ne çıkarsa bahtımıza" oluyor :)
3 seri var şu ana kadar beğendiğimiz, onlardan buldukça alıyoruz: Eric Carle'ın kitapları, Barefoot Books'dan Bear serisi ve Francois Crozat'tan "I am a little ...." monkey, panda bear, elephant, diye giden ve hayvanları habitatlarında resmeden, onları renkleri veya harfleri öğretmek için araç olarak kullanmayan güzel bir seri. Gerçi bu üç seri de ilk yıl için daha uygun.
Harfleri ve sayıları öğretmeyi amaç edinen "Hadi Sayalım", "1-2-3", "Alfabemi Tanıyorum", "Harfleri Öğreniyorum" ve benzeri kitaplardan uzak duruyoruz ama kolay olmuyor çünkü bu tarz o kadar yaygın ki, göğe eriyor sanki başları çocukların, sayıları, renkleri şekilleri ve harfleri öğrenince. Alakası yok, hatta daha önce de yazmıştım, yine söylüyorum, bu tarz kitaplar ve oyuncaklar çocuğun yaratıcılığına ket vuruyorlar, gerçek meraklarının açığa çıkmasını engelliyorlar! Ve ne yazık ki elimi attığım 10 kitaptan neredeyse 6'sını bunlar oluşturuyor, 2'si hayvanları tanıyalım temalı kitaplar oluyor ama genelde ya seslerini ya da vücutlarını tanıyoruz. Kalan ikisi de şansımıza ya iyi çıkıyor ya da eğitimi kendine görev edinen yayıncılardan nasibini almış oluyor. Eğer şansımız yaver giderse ve kitap YavruSu tarafından da çokça beğenilirse kendi kütüphanemize de alıyoruz.
Üçüncü ve çok daha güvenilir olan seçme yöntemimiz tabii ki Bir Dolap Kitap :) Türkiye'den aldığımız kitapların çoğunu Banu ve Yıldıray'ın yorumlarına göre aldık ve çok memnun kaldık. YavruSu'nun elinden bırakmadan okuduğu kitapların hepsi Dolap'tan. Yalnıııız, dolap deyip geçmeyin, açın bakın inceleyin; oku oku bitmez kitap, ben görmedim böyle dolap :)
Gelelim YavruSu'nun en sevdiği kitaplara... Kitapların başlıkları Bir Dolap Kitap'taki tanıtım yazılarına linkli. Banu ve Yıldıray çok güzel yazmışlar, o yüzden ben bir daha anlatmayacağım. Kısaca bizim nasıl okuduğumuzdan bahsetmeye çalışacağım.
Bu kitabı bize hem Gürkan'lar önermişti hem de Bir Dolap Kitap'ta görmüştük, YavruSu 17 aylıkken aldık ve 5 aydır hiç bırakmadan okuyoruz. Gerçek anlamda bir başucu kitabı oldu bizim için. Bu bir Julia Donaldson ve Axel Scheffler kitabı. Zaten göreceksiniz ki YavruSu'nun en sevdiği kitapların hepsi bu ikiliye ait. Bu kitaplarda o kadar çok ayrıntı var ki, saatlerce, günlerce, hatta aylarca konuşabilirsiniz. Görünce, keşfedince sizi sevindiren bir sürü detay var. Örneğin bu Pırtık Tekir kitabında her sayfada en az bir tane kedi figürü var -ya resim olarak, ya kahve fincanının üzerinde, ya da ...'da. Diğerlerini söylemeyeyim de siz kendiniz bulup sevinin. Bana T. göstermişti, hem kitapları genelde kuzuya o okuyor hem de bana göre daha dikkatli böyle şeylerde :) Gerçekten çok ince düşünülerek çizilmiş. Mesela, Pırtık Tekir'in Hüsnü'yü aramaya çıktığı sahnenin sonunda CimCim Tekir (Pırtık Tekir'in yavrusu) geliyor ya, bir anda nerden çıktı bu ufaklık diye düşünüyorsanız Pırtık Tekir'in sokak sokak dolaştığı resimlere daha dikkatli bakınız. Yine dikkatsiz ben, T. sayesinde farkettim :)
Kitabın diğer bir güzel yanı da alternatif ilişkilere, alternatif yaşam tarzlarına yer vermesi. Bu tarz kitapların sayısının artmasını umuyorum. Aslında ilk başta biz epey tartıştık bu kitabı T.yle. Ben dedim ki bu nasıl kitap böyle; Pırtık Tekir, Hüsnü'yü bırakıp "özlediği karısına ve rahat yaşamına dönüyor". Kendisi biraz oportunist galiba. Çalgıcı kediciliği zor gelmiş olmalı (kinaye vardı bu cümlede :) T. de dedi ki, diğer türlü de karısını ve yeni ev arkadaşları Handan ve Bahar'ı terketmiş olacaktı, hem sonra yavrusu CimCim Tekir var artık Hüsnü'nün yanında ki bu CimCim Tekir'in en büyük hayali! Evet CimCim Tekir şarkı söylemeyi çok seviyor, sesi çok cırtlak çıksa da Hüsnü'yle birlikte şarkı söylerken "eski ekose şapka atılan paralarla doluyor". Herkes memnun hayatından. Hem özlerlerse birbirlerini, görüşebilirler her zaman. Herkesin yeri belli; olmasa bile, Prıtık Tekir yer bulma konusunda uzman :) Ve bu, YavruSu'nun en sevdiği kitaplardan...
2. Değnek Adam
Ben yine uzattıkça uzattım. Bundan sonrasını kısa kısa geçeyim de bloga gelenleri kaçırmayayım :) Bu kitap da diğerleri gibi güzel detayları olan, konuşmaktan/okumaktan sıkılmadığımız bir kitap. Verdiği mesajı anlamak için henüz erken olsa da illüstrasyonlar sayesinde keyifli bir okuma yapabiliyoruz.
Bu kitap da ikinci favorisi YavruSu'nun. Noel babanın şöminenin bacasından geldiği sahneyi çok seviyor. Önce ayakları görünüyor, sonra Değnek Adam ayaklarında tutup çekiyor ve salonun ortasına düşüyor ya, YavruSu mest :) "Aaa birisi gelmiş" diyor, kim gelmiş diyoruz, "Noyel babaaa" diye sevinçle gösteriyor. İlk zamanlarda dayanamıyordu, kitabın başını atlayıp hemen o sayfaya geliyordu, şimdi artık başını da okuyoruz. Okuyoruz dediğim, kitapta yazan cümleleri hala tam olarak okuyamıyoruz. Çünkü YavruSu'nun bunları dinlemeye sabrı yok, illa o da 'okuyacak'. "YavruSu okusun" deyip elimizden alıyor kitabı, sonra resimleri tarif ediyor, işte "bir gün değnek adam gelmiş, köpek gülmüş, adam kızmış, kutu pense oynamışlar, ...". Bizim sormamızı çok seviyor, gerçi biz sormasak da o gösteriyor ama bizim sorularımıza cevap verirken daha bir heyecanlı anlatıyor. Kedi ne yapmış, değnek adam nereye gitmiş, kuğular ne yapıyor, yaprağın üzerinde ne var, değnek kadın ne hissediyor vs. gibi daha interaktif okuma yapıyoruz şu anda. Ve bu kitaplarda konuşacak o kadar çok şey var ki, sağolsun Axel Scheffler çizmiş de çizmiş :)
3. The Snail and The Whale (Salyangoz ile Balina)
Bu kitap İngilizce ama müjde Türkçe'si de yakında çıkacakmış vee Yıldırım Türker çevirisiyle. Bu çeviri kısmı gerçekten önemli. Çünkü kitapların orijinalinde cümlelerin ahengi okumayı çok zevkli bir hale getiriyor. Julia Donaldson, bunun için oturup çocukların anlayabileceği kafiyeli kelimeleri yazıyormuş ve birbirleriyle ve öyküyle uyumlu kelimeleri seçip ona göre oluşturuyormuş cümlelerini. Kendisi her ne kadar "ille de çocuklara bir ders çıkmalı diye düşünmüyorum, onlara kitapları sevdirsin, hoşça vakit geçirsin yeter" demiş olsa da bu kitapta ve diğer kitaplarda hep bir kıssadan hisse durumu var. Kesinlikle didaktik değil, sadece akıllıca düşünülüp yazılmış hikayeler ve gerçekten de eğlenceli. Bu kitap da bir balina ve bir salyangozun dünya yolculuğunu anlatan eğlenceli ama diğer yandan da düşündüren çevre dostu bir kitap. Kah gülüp kah ağlayacağınız gibi geyik bir tanıtım cümlesinden sonra havayı değiştirip benim favori kitabıma geçelim.
Cadılara karşı oldum olası sempati duymuşumdur. Bu kitabı da daha görür görmez kapağından başladım sevmeye. Julia Donaldson güzel bir cadı hayal etmiş aslında; Axel Scheffler, onu böyle uzun burunlu ve burnunda da bir çıbanla çizince şaşırmış. Bence bu çok daha iyi olmuş, standartları kıran ama diğer yandan da bir çocuk kitabı için gayet sevimli bir karakter. Öyküsü de çok sevimli; dayanışma bu kadar güzel anlatılamazdı gerçekten :) Yalnız bu kitapta daha önce anlattığımız kitaplarda olduğu kadar ayrıntı yok, sanırım bu yüzden 4-8 yaş için önerilmiş. Biz de bu kitabı diğerlerine göre daha kısa sürede okuyoruz. Birkaç yıl sonra daha anlamlı olacaktır diye düşünüyorum.
5. Tostoraman
Julia Donaldson ve Axel Scheffler'ın dünya çapında tanındığı kitap. 10,5 milyon satmış, bir sürü ödül almış ve 40 küsur dilde çevirisi yayınlanmış. Bu kitabın ayrıca bir de 3D animasyon filmi yapılmış. Çooook güzel! Biz ailecek bayıldık. Hem kitaba hem de filmine. Minik fındık faresinin ormanda verdiği akıl mücadelesi muhteşem!
Yalnız, kitabı okurken şöyle bir dize var, farklı hayvanlar için tekrar ediyor kitap boyunca:
Yalnız, kitabı okurken şöyle bir dize var, farklı hayvanlar için tekrar ediyor kitap boyunca:
"Tilkideki beyin değil saman, benim uydurduğum biri tostoraman"
İşte bu dize, 1,5-2 yaş veletleri için büyük bir tehlike arz ediyor. Beyin reseptörleri ben-benim-kendim gibi kelimelere oldukça duyarlı olduğu için, "benim uydurduğum biri" kısmını duyar duymaz, "No! Benimmm! Benim uydurduğum" diye başlıyor YavruSu. Aman senin uydurduğun olsun tamam diyoruz, uydurukçu şey seniii... :)
Aslında genelde 'ben'den çok beraberlik yanlısı bir kuzu. Beraber yaptığımız şeyleri özellikle vurgulamaktan çok hoşlanıyor. "Beraber yemek yiyoz, beraber oynuyos, beraber kitap okuyoz" ama en komiği de bizim yaptığımız işlerde zorla bir ucundan tutup kendini de dahil ederek beraber yaptığımızı iddia etmesi, çok paylaşımcı çok...
deyip 6 numaralı kitaba bağlantı yapıyorum çünkü bu kitap paylaşma üzerine yazılmış çok güzel bir kitap...
6. Kasabanın En Şık Devi (nam-ı diğer Corç)

Bu kitap Julia Donaldson'ın ilk çocuk kitabı. BBC için çocuk şarkıları söylerken/yazarken, bir yayıncı keşfetmiş Donaldson'ı ve ilk kez bu şarkıyı kitaplaştırarak başlamışlar işe.
Bu kitabın çizimleri diğerleri kadar detaylı değil, o yüzden YavruSu çabuk sıkılıyor ama kıssadan hisse denilebilecek türden hikayesi ve komik çizimleriyle bizi çabucak sarıyor. Sanırım bu da biraz daha ilerde okuyabileceğimiz bir kitap.
Tostoraman çok fazla tutunca, bir devam kitabı beklentisi oluşmuş. Julia Donaldson da bu öyküyü bulmuş. Çok da iyi bir devam kitabı olmuş. Julia Donaldson ve eşi, güzel bir de şarkı yazmışlar Tostoraman'ın yavrusuna, YavruSu'nun playlistine ekledik hemen. Hayatımda gördüğüm en sempatik ve en cins ikili. Klipleri gerçekten çok amatör, ama izlemesi o kadar keyifli ki, çok doğal ve sempatikler :) Ve de komikler, çok komik :)
Julia Donaldson ve Axel Scheffler kitaplarını bir arada okumanın başka bir güzelliği de farklı kitaplarda karşılaştığınız tanıdık imgeler. Örneğin Noel babanın geldiği sahnede yılbaşı ağacında Tostoraman figürü görebiliyorsunuz, ya da Değnek ailenin ağaçtaki evinde duvara çizdikleri figürleri ...., neyse söylemeyeyim nerede karşılaşacağınızı da süpriz olsun, bulunca sevinin bizim gibi siz de :)
* * *
Bunlar dışında bu yaz Türkiye'den aldığımız başka kitaplar da var: (parantez içindekiler Eylül 2011 itibariyle yapılan güncellemeler)
- Ay'a Yolculuk (sevdi)
- Atık mı, Hiç Dert Değil (henüz pek ilgilenmedi)
- Karda Ayak İzleri (sevdi)
- Koyun Russell (sevdi)
- Kütüphanedeki Aslan (henüz pek ilgilenmedi)
- Burun (çok sevdi)
- Kırmızı Elma (sevdi)
- Yağmurlu Bir Gün (sevdi)
- Sihirli Mısır Tanesi (sevdi)
- Sit Nene'nin Masalları (sevdi)
Ancak, YavruSu bunlara henüz pek ilgi göstermedi. 17 aylıkken ilk kez tanıştığı Julia Donaldson'lar 5 aydır hala favori kitapları, dönüp dönüp onları okuyor. Bir de İngilizce kitapları oluyor, haftada bir, iki haftada bir kütüphaneden aldığımız. Onlar arasından beğendiklerimizi daha sonra yazmak üzere deyip tüm bebişlere bol kitaplı günler diliyorum :)
Güncelleme: Burcu sağolsun, Gruffalo filminin linkini göndermiş, izlemek isteyenlere duyurulur:
http://www.hulu.com/watch/199682/gruffaloGüncelleme: Burcu sağolsun, Gruffalo filminin linkini göndermiş, izlemek isteyenlere duyurulur: