Bir önceki yazıda plastik geri dönüşüm kodlarından bahsettik. Bir de geri dönüştürülemeyenler, geri dönüşüm kodu olmayanlar var ki bunların diğerlerine göre çok daha tehlikeli olduğu söyleniyor. Bunlar dışında daha bir sürü şey var dikkat etmek gereken, yorum yapanlar sağolsun hatırlattılar. Örneğin, teflon ya da ahşap oyuncak yapımında kullanılan tutkal. Yiyecek konusu var bir de... of of! Tabii bunlar bizim yaşamımızda atacağımız küçük adımlar ve malesef dünyanın ve hatta uzayın bile bu konuda ve başka pek çok konuda başı çok büyük dertte. Ve bunlar çok daha farklı bir mücadele anlayışını gerektiriyor.
Bugün İsveçli bir profesör bizim okula konuşma yapmaya gelmişti, konuşmanın konusu: "Moving Toward a Socially and Ecologically Sustainable World Society", yani "Hem sosyal hem de ekolojik olarak sürdürülebilir bir dünya toplumuna doğru harekete geçmek".
Milyonlarca yıldır süren yaşamın sadece son iki yüzyıldır varolan endüstrileşme yüzünden nasıl bir hale geldiğinden, doğal kaynakların çok hızlı bir şekilde tüketilmesinden bahsetti Isidor Walliman. Örneğin BMW, yüzde yüz dönüştürülebilir ve az enerji harcayan araba imal ettiklerini söylüyormuş. Araba diğer arabalara göre hafif, bu sayede daha az enerji harcıyor ancak kullanılan materyal plastik yani o da benzinden yapılıyor, dolayısıyla enerji kaynakları yine fazlaca harcanmış oluyor.
Böyle tonlarca aldatma üzerine dönüyor piyasalar. Bize söylenen şey, x ürünü (araba, bulaşık makinesi, cep telefonu, vs.) hayatımızı pratikleştiriyor, dolayısıyla bize zaman kalıyor, ancak bu ürünleri kullanmanın sağlımıza etkileri dolayısıyla uzun vadede bizim bu dünyadaki zamanımızdan çaldığı ya da hem kaynakları tüketmek hem de atık oluşturarak dünyaya olan etkileri dolayısıyla dünyanın evrendeki zamanından çaldığı unutuluyor.
Gelişim denilen şey tamamen yanılsama. Artık geliştik deniliyor, gelişim de teknoloji ile ölçülüyor, peki kişi başına düşen ağaç sayısı ne oldu? Ya da kişi başına düşen 'boş' zaman??? Şimdi artık insanlar 50 hafta çalışıp 2 hafta tatil yapıyorlar. Bu gelişme mi??? Ya sağlık? Çocuk kanseri çocuk ölümlerinde kazalardan sonra ikincil nedenmiş 2003'te, artık birincil!!! Herşeyde olduğu gibi, yine ilk önce çocuklar nasibini alıyor bu teknolojik ve bilimsel 'gelişmelerden'.
Bazen diyorum gidip köye yerleşelim, eskiden insanlar nasıl yaşıyorsa biz de öyle yaşayalım. Kardeşimin bir arkadaşı Ilinois Üniversitesinde bilgisayar-elektronik mühendisliği doktorasını yaptıktan sonra Google'dan gelen teklife rağmen, pılını pırtısını toplayıp memleketi İngiltere'de bir köye yerleşmiş. Bizde köy de bırakmadılar ki ortada, boşalttıkları yetmiyormuş gibi yaktılar bir de geri dönemesin diye insanlar!!!
Çok kirlenmiş dünya, okuduklarıma gördüklerime inanamıyorum, yıllardır! Ama karamsar olmamak lazım elbette, güzel şeyler de yapılıyor, güzel insanlar da var dünyada, mücadele ediyorlar güzel değerler için, barış için, çevre için, özgürlük için ve başka pek çok şey için.
Bugünkü konuşmada bir profesörümüz Amerika'nın enerji kaynaklarını tüketme konusunda 1 numaralı ülke olduğunu söyledi ve bu konuda önce hükümetin adım atması gerektiğinden ancak Obama'nın çizdiği tablonun aşırı sağda kaldığından dem vurdu. Konuşmanın en güzel kısmı burdan sonra başladı, Walliman, anarşist topluluklardan onların yaptığı güzel şeylerden bahsetti ve Amerika'da da bu konuda çalışan anarşistleri örnek gösterdi ve
"Anarchist behavior start the change from wherever you are. They look for local solutions to build up to the whole system" (anarşist hareketler değişime oldukları yerden başlarlar. tüm sistemin gelişimini sağlayacak yerel çözümler ararlar)
dedi ve şu anda Almanya'da süregiden çok büyük bir sivil toplum hareketinden bahsetti: şehirlerin sürdürülebilir enerji kaynakları kullanması ve enerji konusunda dışarıya bağımlılıklarını kaldırmak için lokal çözümler arıyor ve diğer şehirlerdekilerle buluşup bunları bir araya getirerek tüm sistemi etkilemeye çalışıyorlarmış.
Altını çizdiği önemli nokta, bu konuda yapılacak olan çalışmaların işin sosyal boyutunu da kapsaması gerektiği idi: "200 yıldır tüm dünyayı etkileyen bir sistemi bir çırpıda ortadan kaldırırsanız ortaya çıkacak olan kaos ve insan ölümleridir; bu yüzden sosyal değişimi ekolojik değişimden ayrı tutmamak, ve hatta sosyal değişimi de sürekli ve sürdürülebilir kılmak gerekir" dedi.
Bu konuda daha ayrıntılı okumak isterseniz, Walliman'ın kitabına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
* * *
Daha önce de pek çok yorumcunun belirttiği gibi kişisel önlemler, yaşam tarzımızda yaptığımız/yapacağımız değişiklikler yeterli olmaz, ciddi olarak elimizi taşın altına koymamız gerekiyor. Neyse ki bu konuda çalışma yapan kurumlar ve sivil toplum örgütleri var, bunları ciddi olarak desteklememiz gerekiyor. Yoksa bugün görmezden geldiğimiz atıklar, yarın popomuzu tırmalar! (link sizi konuyla ilgili çok güzel bir çocuk kitabına götürecek, tavsiye olunur :)
Sivil Toplum Örgütleri:
(Bu tarz kurumları yalnızca bağış yaparak değil, onlar için çalışarak veya hediyelerinizi de buradan seçerek destekleyebilirsiniz. Aslında tüketmemek en iyisi ama illa da alacağım diyorsanız benim hoşuma giden birkaç tanesi: Trees for a Change, Greenpeace'den bebek body. Bu ürünler biraz pahalı ancak şöyle düşünün: verdiğiniz parayla veya bağışlarla dünya için güzel şeyler yapılacak. Bu arada bağış yapınca acayip güzel mailler alıyorsunuz söylemedi demeyin :)
Ve olmazsa olmaz webloglar:
Okumak için Türkçe kaynak olarak BGST Bilim ve Toplum Biriminin web sayfasında Ekoloji dosyası var. Çok nitelikli çeviriler ve yazılar var, göz atmalı.
Not: Sizin bildiğiniz başka STÖ'ler veya bloglar varsa yorumlara eklerseniz yazıya taşıyabilirim ve böylece ilgilenenler için bu konuda bir kaynak oluşmuş olur.