December 22, 2009

Altın Kurallar

Doğum hikayemi şurada anlatmıştım. Şimdi biraz da işin arka planını, hazırlıklarımı ve uyguladıklarımı anlatayım. Bana göre hamileliğinin olmazsa olmaz 3Y'sinin (yürüyüş-yüzme-yoga) yanısıra kursta öğrendiklerim çok yardımcı oldu diyebilirim; özellikle de izlediğim gerçek doğum videoları. Vajinal doğum saplantım yoktu ama sezaryen videosunu izledikten sonra, orda o dakikada karar verdim vajinal doğum yapmaya. Kordon dolanması, ters gelmesi, vb. riskleri göze almak istemediğim için doğal doğumu tercih etmedim (sanırım Türkçe'de farklı kullanılıyor; burda "natural birth" dediklerinde, hastanede değil de, ev gibi doğal ortamlarda yapılan vajinal doğum kastediliyor). Ama neyseki hastane de bebek dostu bir hastaneydi ve gerek ışıkları kısarak, gerekse bebeği doğar doğmaz kucağıma yatırarak doğala yakın bir ortam hazırladı YavruSu'nun gelişine. Bir de kursta gösterdikleri vajinal doğum videoları gerçekten çok cesaret vericiydi. Kadınlar gayet konsantre bir şekilde nefes ve rahatlama tekniklerini uyguluyorlar, kursta gösterdikleri pozisyonlarla güçlü bir şekilde yardımcı oluyorlardı bebelerinin dışarı çıkmalarına. Bağırmanın kasılmalar konusunda hiçbir faydasının olmadığını, aksine doğum için çok gerekli olan enerjinin kaybedilmesine yol açacağını öğrendim. Ben de ekstra sessizdim, hatta odada çıt çıkmasına tahammül edemeyip fısıltıyla konuşanları bile susturdum sonlara doğru :) Bir de öğrendim ki ben böyle süreçleri içe dönük yaşıyormuşum, kendi halimde. Neyse, gelelim doğum sırasında uyguladığım altın kurallara:

Altın kural 1: Kasılmalar sırasında derin nefes alın!
Kursta bize Lamaze nefes ve rahatlama tekniklerinden ikisini gösterdiler. Ben derin göğüs nefesini kullandım, o dakikada o daha iyi geldi. Yavaş yavaş burundan alıp ağızdan veriyorsunuz. Bir de "shallow breathing" dedikleri 3 kısa 1 uzun dışarı nefes verme tekniği var: ha ha ha huuuu gibi birşey duyuluyor.

Altın kural 2: Kasılmalar sırasında gözlerinizi kapatmayın, fokal noktanıza sabitlenin!
Sevdiğin bir resim veya bir eşya, özünde sabitlenebileceğin herhangi birşey kullanabilirsiniz demişlerdi kursta. Ben oyuncak eşeğim Eeyor'u seçtim, T.nin 10 yıl önce aldığı bir tatil hediyesiydi. Çok yardımcı oldu, çünkü gözlerimi kapattığım zaman sadece acıyı düşünme ve kendimi kaybetme riskim vardı. Eeyor sağolsun, kendisini arada sıkıştırmak için de kullandım.

Altın kural 3: İtme aşamasını doktorunuzla birlikte yönlendirin!
Kasılmaların sinüs eğrileri şeklinde (biraz boğaz köprüsüne benzer) bir seyri var, küçükten başlıyor, giderek artıyor ve azalıyor (örnek grafik). Doktorum itmeye başlayabileceğimi söylediği zaman, bize kasılma gelirken haber ver dedi. Ben geliyor dediğim zaman o başladı: "Derin nefes al, şimdi tut nefesini ve 1-2-3 it, it, it, it..., şimdi dinlen". Tam olarak nasıl itmem gerektiğini bilmiyordum, kasılmayla birlikte acının içine doğru itmem gerekiyormuş, kasılma aralarında da dinlenmem, enerji toplamam. Bir kere kavradıktan sonra kolay oldu. Ama bu arada doktorum monitöre bakmak yerine hep bana sordu kasılmaların gelişini; bir de bebeğimin kafasını elletti ve bu da benim olaya daha bir konsantre olmamı sağladı. Çünkü bu aşama gerçekten zor ve kendinizi bıraktığınız zaman daha da zor oluyor. Örneğin, ben bu aşamanın başında T.ye yapamayacağım galiba, olmayacak demiştim. Ama T., doktorum ve yardımcı hemşire sayesinde gerçekten çok rahat oldu.

Altın kural 4: İtme esnasında aynadan bebeğinizin gelişini izleyebilirsiniz.
Hastaneden verdikleri formda ayna ister misiniz diye soruyordu doğum sırasında. Bir de kuaför gönderin de tam olsun dedim, kız çıkınca annesini güzel görsün tabii; "o kadar yoldan geliyoruz, karşılamaya bak!" demesin sonra :) Şaka bir yana, iyi ki itme fazının başında hemşire tekrar sordu da istedim; çünkü gerçekten çok cesaret verdi. Minik kafası her ne kadar içimden çıkarken çok büyükmüş gibi gelse de, her itmede biraz daha ilerlediğini görmek ve önce kafasının sonra vücudunun çıkışını izlemek olağanüstüydü. Neden doğum mucizesi dediklerini o zaman daha iyi anladım.

* * *
Bir de kursta öğrenip de uygulamadıklarım var, daha doğrusu T.nin çalışıp da hayata geçiremediği şeyler. Kursta bir sürü masaj tekniği ve ağrıyla başetme pozisyonu gösterdiler, özellikle de partnerlere uygulattılar. Hatta pirinç dolu bez torbalardan göbek ve meme bile yapmışlardı, erkekler giysin de kadınların ne çektiğini anlasınlar, bu arada kadınlar da kendilerine nasıl masaj yapılmasını istiyorlarsa erkeklere uygulamalı olarak göstersinler diye. Bir de hormon yüklemesi yapılaydı, tam olurdu aslında ama neyse konumuz bu değil :)

Ben kasılmalar sırasında vücuduma dokunulmasını istemedim, tek istediğim itme esnasında ter içinde kalınca enseme buz koyması ve saçımı toplamasıydı; bir de hemşireyle birlikte itmeme yardımcı oldu. Ben dayanamayacağını düşünüyordum ama her saniye yanımdaydı süper kahramanım :-) Onun için de büyük bir deneyim oldu aslında; doğumdan sonra arkadaşlarımız hastaneye geldiğinde, herkesin bu deneyimi yaşamasını öneriyordu büyülenmiş bir şekilde.

Annem, babam ve kardeşim de o gün ordaydılar, odanın içinde farklı bir bölmede beklediler. Annem bu tarz sahnelere pek dayanamadığı için ara ara gelip çıktı :) ancak beni vajinal doğum konusunda başından beri destekleyerek manevi olarak hep yanımda oldu, tabii babam da öyle. Kardeşime gelince, onun henüz bu taraklarda pek bir bezi olmamasına rağmen o hafta epey çalıştı ve hatta tuttu beste yaptı minik yeğeni için, babam da sözlerini yazdı, sağolsunlar :)

Şimdi, ben de bu deneyimi herkese öneriyorum. Biliyorum, doğum kolay bir olay değil. Kasılmalar gerçekten de çok şiddetli olabiliyor, öyle ki bazı anlarda yapamayacağınızı düşünebiliyorsunuz. Ama bu durumun ne kadar süreceğini bilmek ve önceden hazırlık yapmak çok yardımcı oluyor; ve bittiğinde iyi ki doğurmuşum, iyi ki bu şekilde doğurmuşum diyorsunuz.

Vajinal doğumla ilgili iki kötü ve iki iyi nokta:
1) Kasılmalar çok acı veriyor ancak iyi olan tarafı yalnızca 12-20 saat arası sürüyor, o da aralıklarla; hatta esas zor olan kısmı 20 dakika-1 saat arası sürüyor. Ve inanması güç ama gerçek: yavrunuzu kucağınıza aldığınız anda bütün acıyı unutuveriyorsunuz. Şimdi merak ediyorum bu unutma mekanizması nasıl işliyor diye. Yani insanın normalde bir acı hafızası var, örneğin sıcak bir şey ellediğinde eli yanar ve bu acı hafızada yer eder ki bir daha ellemesin, yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürsün diye. Ama doğum acısı icin bu kesinlikle geçerli değil, çok enteresan! Sanırım evrimin bir aşamasında, kadınlar üremeyi durdurmasınlar diye bu acıyı hafızadan silmek üzere bir mekanizma gelişti beyinde :)

2) Doğumdan sonra poponuzun üzerine rahat bir şekilde oturamayabiliyorsunuz, çünkü itme yüzünden hemoroid oluşabiliyor; ama kısa sürede geçiyor. Ve doğumda çektiğiniz acıdan sonra iyileşme sürecindeki acılar sizi hiç mi hiç etkilemiyor, artı bir süre ortalıkta "demir kadın" modunda dolanıyorsunuz. Acı macı, sendrom mendrom hak getire :)

Olay aslında ön hazırlıkta bitiyor. Sizi nelerin beklediği konusunda bilginiz olduğu zaman korku da azalıyor. Sınava hazırlıklı girmek gibi bir şey: o çalışmış olmanın verdiği güven duygusu --biraz mide bulantısı olabilir tabii ama bu çok normal. Ha bir de, hazırlıkları son geceye bırakmamakta fayda var, 25 yıllık öğrencilik deneyimimden biliyorum, o zaman bulantı artıyor ;)

Herkese sağlıklı doğumlar diliyorum, bebelerle birlikte güzel bir yaşam!

Diğer linkler:
Kursta verdikleri materyallerden hazırladığım doğumun aşamaları ve fazları çizelgesi için buraya,
Doğum simülasyon videosunu izlemek için şuraya tıklayabilirsiniz.

2 comments:

ÇokBilmiş said...

Dersimi iyi çalışmadığım için 41+1'de sezeryana razı oldum. Şimdiki aklım olsaydı asla evet demezdim. Hamileyken hormonal değişimlerdne dolayı insan daha hassas oluyor ve aklı da bulutların üzerinde... Bu nedenle ikinci bebeğim için doğum hazırlıklarına kısmetse seneye, henüz hamile kalmadan başlayacağım. Doğum yapacağım hastahaneyi, doktoru, doğum koçumu aşağı yukarı belirledim sayılır. Ayrıca gitmek istediğim seminerler ve havuz da belli...
Şimdiden para biriktiriyorum her biri için :)

Evren said...

CokBilmis,
Cok bilmek iyidir ;) Ve eminim bu hazirliklarinin faydasini goreceksin. Her seyin gonlunce olmasini dilerim... Sevgilerimle :)