December 26, 2010

Çevrimdışı, yaşamiçi (onlife)

An itibariyle daha çok 'yaşamiçi' (offline onlife) olabilmek için Facebook hesabımı kapatmış bulunuyorum. Arkadaşlarımı, hiç tanımadan sevdiğim insanları özleyecek olsam da
  • giderek bağımlı konuma gelmiş olmak ve FB'de geçirdiğim vakitleri -gün içerisinde çok girmesem bile kafamın bir köşesinde olması dolayısıyla- kızımdan, T.den, arkadaşlarımdan, hayatımdan çalıyormuş hissiyatına kapılmak
  • gün içerisinde bilimum zamanlarda Facebook hesabımı kontrol ederek konsantrasyonumun içine etmek
  • yaşadığım bir olay hakkında düşünürken FB'de paylaşacak şekilde kafamda cümlelerimi şekillendirmek
  • okuduğum haberlere FB'da paylaşabilirim gözüyle bakmak
  • haberleri paylaştığımda bir b.ka yarıyormuş yanılsamısına kapılmak
  • anasayfaya bakarken sanki dipsiz bir kuyuya bir taş atıyormuşum gibi hissetmek
  • hiçbir şeyin gerçekten gündem olmaması ya da anasayfanın diğer gönderiler tarafından dolduruluncaya kadar ömrü olması 
  • yazıları küçültürek, kişiler hakkında paylaşılan şeyleri çoğaltarak insanların sitede daha fazla vakit geçirmesini sağlayacak (nedenini tahmin etmek zor olmasa gerek) dizayn politikalarından gına gelmesi
  • Ve bu izleme kültürü! Televizyon, bilgisayar, pencerelerden (windows) hayatı, başka yaşamları izleme ama 'like' ya da bakıp geçmek dışında pek de dahil olmama... ya sev, ya sus (!) Oku, daha doğrusu şöyle bir gözat ve geç. Her şeyi olduğu gibi buradaki bilgileri de hızlıca tüket (!) Bir de dikkat, aynı konuyla ilgili birden çok gönderi yaparsan arkadaşların uyarabilir, saplantı yapıp da kafayı yemiş olma olasılığın yüksek. Sen de herkes gibi normal normal gündelik paylaşımlar yap! Hiçbir şey üzerinde yoğunlaşma/uzmanlaşmaya çalışma, gününü yaşa ve her konuyu hızlıca tüketip geç (!)
Daha başka pek çok şey yazılabilir ama esas olarak yukarıda yazdığım sebeplerden ötürü hesabımı kapatma kararı aldım. Ancak ne yazık ki hesabı tamamen silme gibi bir seçenek yok. Dondurma seçeneği var ve çok komik bir şekilde o sayfaya geldiğiniz zaman size arkadaşlarınızın fotoğraflarını gösterip X, Y, Z kişileri sizi özleyecek gibi şeyler gösteriyorlar. Ben de timsah gözyaşları dökmek istemediğim için bu işi T.'ye devrettim, sağolsun şifremi ve e-mail adresimi değiştirip hesabımı dondurdu.

Özleyecek olduğum kişiler ve şeyler olacak... Şimdilik bir mail adresim (yan tarafta) ve birkaç blogum var... Ama bir süre, daha çok 'yaşamiçi' olmak için uğraşmak istiyorum.

Bu arada sizi 'haber'siz bırakmayayım :P (Facebook modu çık aradan dedim ama çok direndi; neyse ki burada bir süre duracak). Democracy Now'da Amy Goodman'ın yaptığı çok güzel bir söyleşi var. Stres ve hastalıkların ilişkisinden, bağımlılıktan, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğundan, çocukluk döneminin öneminden ve daha pek çok şeyden bahsediyor Dr. Gabor Maté... gel de Facebook'tan çıkma :P

Dr. Gabor Maté on the Stress-Disease Connection, Addiction, Attention Deficit Disorder and the Destruction of American Childhood

23 comments:

Red Riding Hood said...

Yıllardır nereye gitsem, uzaktan bir yakınımız bize gelse ve konuşmaya başlasak,konuşmaların bi yerde hep aynı yöne gittiğini farkettim geçen yaz.
''Aaaa gelin bakın face'de var fotomuz,sen niye açmadın yahu bu kadarmı meşgulsun vs vs ?''.
Evet arkadaşım sabah 7 öğlen 16 okulda 300 öğrenciye nefes patlatıyorum,eve geliyorum ve tüm gün evde yanlız beklemiş olan kızımla vakit geçiriyorum ve akşam yemin ederim saat 21.00 olmadan benim şarzım bitiyor.Hergün ertesi gün için yemeğimi hazırlamam gerekiyor,evin temizliği desen hiç karıştırma. Eeee ? Bırak face'i kızımın zoruyla açtığım bloğu bile ayda yılda bir zar zor güncelleyebilyorum.Nasıl Face açayım şimdi ben ? En güzelini yapmışsın seni gerçekten tebrik ederim. 2 ay önce etrafımdakilerin baskısıyla açtım ve en son 1 ay önce girmişim düşün artık. Şimdi Minnak Su'ya vakit ayırma vakti .;)En güzeli :)

füsfüs said...

evrencim korkuyorum bu gidişle blogu da kapatacaksın diye. aman burayı elleme en azından tamam mı:) fb da çok fazla vakit geçirmediğim için çok üzülmedim bu kararına aksine senin için sevindim. ne kadar az bağımlı olursak o kadar iyi tabi, öperim

kirazsevdasi said...

Evren cok komik o 'x seni ozleyecek' kisimlari :)
tamamen silememek cok kotu diger yandan.
ben de uzun sure kapali tuttum,simdi sadece akraba, anne baba, kuzen ve uzaktaki yakin arkadaslarim var listemde, boylece sadece dorugun resimleri icin kullaniyorum, mutluyum :D

yeliz said...

Evrencim, sana bir itirafta bulunayım. Senin düşünce yapına sahip birinin FB'de ne yaptığını hep merak etmiştim. Nurturia'yı bırakmanı bile anlamış ama neden FB'desin bi türlü kafam basmamıştı:) hani uzaktaki ailenle görüşmek desen? yok güzelim blogun var, vimeo var...
Neyse kararın hayırlı olsun. benim de hesabım var bazen aylarca girmiyrum, kapatsam iyi olacak diyordum, demek kapanmıyormuş. ya bi de özlerlerse naparım:))

ycurl said...

Valla haklisin Evren. Gayet guzel aciklamissin herseyi.
Bence facebook'u nasil kullandigina bagli biraz. Bir acidan ben seviyorum en azindan uzun zamandir gorusmedigim kisilerle (lise-universite arkadaslari ile) baglantim kopmuyor. Merak belki bir faktor diyeceksin ama bu kadar uzakta olunca onlarla gorusebilme imkanim yok. En azindan birbirimizden haberdar oluyoruz bu sayede. Ben hep bu acidan yaklastim facebook'a yoksa evet bir de birileri haber paylastigi icin seviyorum benim gozumden kacmis bir haberi okuma sansi elde ediyorum. Ben senin paylasimlarini takip ediyordum ozleyecegim :( Yani politik anlamda zaten ulvi bir gorevi yok bu sitenin ama pek cok blogda bu anlamda facebook duvarlarindan farkli degil ve icerikleri biraz daha uzun sadece.
Aaa evet twitter var bir de bak bence o daha senin su soyledigin yaz ve tuket modeline daha uygun kaciyor.
Sonuc olarak facebook, chat programlari, nurturia, blog, vb... hepsi gayet insani oyalabilecek ortamlar. Zaten bu internet denen sey suclu ;)
Bu arada facebook hesabinin tamamen kapanmamasi da cok sacmaymis. Butun kisisel bilgilerinin bir sekilde veritabanlarinda oldugunu bilmek cok dusundurucu!!!

Lou Salome said...

Çok güzel anlatmışsınız ve cesurca.
Kimsenin fark etsede kolay kabul edebileceği nedenler değil bunlar.
Dediklerinizin hepsine katılıyorum ama bunları bile bile hala facebook kullanıcısı olmaya da devam ediyorum. Çok vahim bir şey bu. Bir tür bağımlılık. Sıklıkla güncellemesem de dursun orada diyorum.
Aynı şeyi blog için düşünüyorum zaman zaman.
Hatta geçtiğimiz günlerde Sittirella ile aramızda geçmişti bu muhabbet. "Niye bu kadar üzerine düşüyoruz ki bu blog işinin? Niye böyle olduk" demişti. Neyse o yazıyı okuyunca gerekli yorumu yapar ve benden daha iyi açıklar :)

Sevgiler,
Güzel yavrunuzu mıncırıverin benim için azıcık :P

Limonlu Turta said...

Evrenciğim,
Valla aklın yolu bir. Çok ama çok iyi etmişsin, tebrik ederim. Ben de arkadaş ısrarlarına dayanamayıp bir hesap açmıştım ama daha ilk hafta bu ne ya? diyerek neredeyse ayda bir girer olmuştum. Sonra hepten koptum. Nurturia'ya da bir heves başlamıştım ama sonra hani o hep yapılan daha doğrusu dönüp duran "işteyim, çok bunaldım" muhabbetlerinden ben bunaldım ve sadece ilgilendiğim konularda açılan gruplara bakmaya başladım. Bloglarıma bile doğru dürüst yazı yazamaz haldeyim. Çoğu zaman takip ettiğim bloglara da şöyle bir göz atıp ender olarak yorum yazıyorum ve yine de okunmak için sırada bekleyen makalelerde, kitaplarda azalma olmuyor. Bir de çektiğim vicdan azabı ve okumaya duyduğum özlem var ki anlatılır gibi değil. Kararın, hayattaki önceliklerimizi netleştirmenin ilk adımlarından biri bence.
Sevgiler,
ç.

Pratik Anne said...

Sevgili Evren,
Ne guzel etmissin. Ben de 10 Aralik itibari ile FB hesabima girmemeye basladim. Merak kesinlikle etkilemiyor ama arada "bunu da paylasmaliyim" durtusu gelmiyor degil. Ama acikcasi gun ici verimliligimin ve daha hayirli islere adanacak vaktimin inanilmaz arttigini soylemeliyim.
Bu arada ben FB hesabima girmeme karari aldigimda hakikaten cok fena derecede bagimli mertebesine erismistim. Gun ici milyon kere kontro ledip, saatlerce vakit olduruyordum. Yani belki benim kadar zamanini heba etmeyip makul ve mantikli surelerde girip cikan varsa bu kadar kati manevralar yapmak durumunda olmayabilir.

Nihan SARI said...

Evrencim,
yazdıklarının her kelimesine katılıyorum. ben de aynı sebeplerle kapattım. arkadaşları özlüyorum ama bu kadar da olmaz dedirtti bu iş. zaten yakında sonunun geleceği söyleniyor. yeni internet sistemlerine göre hantal kalıyormuş.
çocuklular için yürütmesi zor gerçekten. tatlı Su yumu öperim.

Berceste said...

Eline saglik :) Sebepler dogru ve hakli, ne denilebilir ki! Ben soyle birsey hayal ediyorum Facebook icin, o bana fasa fiso gelen oyundur, su muzigi sevdim gel sen de bak alametidir gibi kisimlar secenekli olsun. Istemiyorum deyince gostermesin. Ama arkadaslarim nasillar, fotograflarla bocukleri buyumusler mi, uzaklarda olanlarin yasadigi ulkelerde degisik neler var, gorebileyim :)(merak iste :P) Iletisim kurabileyim, konusabileyim. Zaten sadece bu sebeplerle girip cikiyorum ama 3-4 gunde bir! En yararli basliklar hep Acalya'dan geliyor orada. Onun yazdiklarini, uyarilarini, begendiklerini seviyorum, okumadan gecemiyorum :) Nurturia'yi sevemedim nedense. Sanirim yetkililerinin birkac tutumundan hoslanmadim ve amacsizca gunluk neler yapmis insanlar, o bana sacma geldi. Haftalik ozetlerde aklima takilan birsey olursa bakiyorum, soru soran olursa bakiyorum. BPA savasimizla ilgili yorum gelince bakiyorum, bunlarda ayda yilda bir! Twitter ve Friend Feed adi var, tadi yok sekilde bende. Amaaa tum bunlara tam gaz yetisip iki cocuk buyuten bir arkadasim da var, ona sasirip kaliyorum. Herseye eksiksiz yetisip bir de calisiyor ustune! Takdire sayan degil mi? Sevgiler...

KUZEY TAN said...

Ben kapatmadım ama bağımlı olmamak için kendime 3 gün-2 gün bakmak yok ve 10 dakikadan fazla kalmak yok gibi kurallar koyduğumdan hiç mesele olmuyor. Aile geniş, arkadaşlar hep uzaklarda olunca ihtiyaç duyuyoruz.

Anne Café said...

tebrik ederim:) iki yıl önce galiba 4-5 aylığına bir fb hesabım olmuştu, sonra benzer sebeplerden kapatmıştım. kimseyi özlemedim kimse de beni özlemedi açıkçası:)

Ozgur said...

Blog gitmesin de...

Seda said...

Evren,

Ben baska bir yonunu paylasayim bu isin kendi sosyal medya ustune deneyimlerimden yola cikarak:

FB, blog ya da benzer seylere "obsession"-takinti olmasa da "commitment"-sorumlu bagimlilik gosterebilmek bir beceri benim gozumde. Ben FB'a bir ay duzenli bakar, sikilir 2 ay hatirlamam. Blog desen bir sure birkac taneye takilir, okur, takip eder sonra bir sure koparim. Dizi seyretmeye baslar, o aksam canim baska sey yapmak ister, bir bolumunu kacirir, unutur, eeh bosver derim. Ayni seyi sporda, yemekte, iste, herseyde yaparim.

Esimle hep tartisma/analiz konumuzdur benim hicbirseye uzun sure ilgi gostermemem, tutku ile ben bunu yapmaktan hoslaniyorum, yapicam dememem (bilgisayar oyunu oynama konusundan cikar bu mevzu hep :)

Soylemek istedigim, belli ki eline aldigin seyi israrla, ozveriyle, baglilikla takip ediyosun, gerekligini yerine getiriyorsun. Bir de burdan bak ;) Vakit senin, neye harcadigina sen karar vereceksin ama FB'la iliskini ben manasiz bir takinti degil sorumluluk duygusu cok gelismis bir kisinin tavri olarak algiladim.

Bu vesileyle Yavrusu'nun ikinci yasi cok kutlu olsun!
Sevgiler

Berceste said...

Evren, bahsettigin damacana ile su satan bir sirket var su anda Istanbul'da. Ancak ben ona da karsiyim. Zira bu yenilik olarak onumuze konulmus konulmasina da polikarbonatlari da BPA salgiladigini bilmeden senelerce kullanmadik mi biz? Bu maddeden ne cikiyor biliyor muyuz? Sonucta gene plastik! Camdan gayrisi yalan bana! Bunca tecrubeden sonra, bir kimya muhendisi olarak, hidroflorik asid haric hicbir kimyasalin etki etmedigi cam benim tercihim!

Berceste said...

Eski damacanalar cam idi hatirlarsan! Onlari yok ettiler! Plastik ile ikisini kiyaslarsan evet kesinlikle cam derim! Yalniz Pratik Anne'nin de parmak bastigi bir konu var. Tasinabilmesi. Eskiden hasir sepetlerle bir guzel tasiniyordu ama plastiklerin tasindigi kadar kolay degil elbet! Celik'in tasinmasini hic dusunemem! Ben evde de kaldiramam. Camda da zorlanirim ama sabit durur, gelen siseden icine bosalir, yikamasi sorun olur diye dusunuyorum. Ayrica celik de cam kadar dayanikli degil biliyorsun. Yemekleri bile camda pisirebilsek harika olurdu!

Lou Salome said...

Biz sizi her zaman ayırıyoruz. Ayırmasak da farkınız ortada zaten. Çok içten söylüyorum bunu :D

Evren said...

Berceste,
Evet cam kesinlikle daha saglikli. Bu arada annemin Ruslardan kalma cam tencereleri var, anneannem Kars'ta yasarken almis :) Hala kullaniyor ve sapasaglam duruyor. Zaten hala kullandigina gore, sapasaglam duruyor demektir di mi :P Neyse benim demek istedigim saglik degildi aslinda, dunya acisindan merak ediyorum, hangi secenek daha surdurulebilir diye. Camin surekli olarak yeniden kullanilabilmesi cok iyi ancak bildigim kadariyla uretimi icin cok fazla enerji gerekiyor, cok yuksek isilarda yapiliyor. Dunya icin saglikli mi bilmiyorum. Bu konuyu merak etmistim, celik bu yonde bir alternatif olusturu mu diye sormak istemistim...

Evren said...

Lou Salome,
Ne diyeyim bilemedim :)
Utangac smiley var miydi, gondereyim
Goren gozler guzel olunca esas fark oluyor
Gozler guzel, hayat guzel, yasaniyor :D

Yelish said...

Bilgisayarin basina oturur oturma facebook'a giriyorum otomatik olarak,ellerim o kadar alismis ki inanamiyorum.
Sonra Nurturia.bloglar vs
Uzakta olma psikolojisi de etkili bence
Keske bende yapabilsem...yapabilir miyim acaba? ellerim titrer mi?
Resmen bagimli olmusum .....help!

Evren said...

* YeLiZ *
Sadece ellerin gitmesi ve bilgisayar karsisinda gecirdigin vakit degil, esas rahatsiz edici olan bilgisayardan uzaktayken de kafanin onlarla dolu olmasi! Bu asama cok kotu! Eger sen de bu asamadaysan tavsiye ederim, insanin kafasi cok rahatliyor :)

bekar anne said...

evren aynen senin son yorumunda yazdığın nedenden dolayı feysbuk ve nurturia'da uzak durasım geliyor. feyse neredeyse hiç girmiyorum son aylarda, nurtide özellikle çocuklarla ilgili paylaşımları seviyorum ve ofisteki sıkıcı saatlerime derman oluyor. Amma velakin girmediğim zamanlarda beynimde yarattığı düşüncelerden dolayı çok rahatsızım. bakıcam bir hal çaresine, az kaldı :)

Evren said...

Sanirim bagimlilik olayi biraz can sikici. Yoksa her seyde oldugu gibi azi karar bunun da. Ama ben yapamadim, cilkini cikarttim, cilkim cikti, o yuzden tum sosyal medyadan elimi etegimi cektim ve kafam cok rahatladi :)