February 11, 2012

Yarın

T.Su yeni doğduğunda, sürekli, ya bana bir şey olursa diye düşünüp gözlerim dolar, boğazım düğümlenirdi. O minicik bir bebek, işi gücü annesinin memesini emmek olan kuzunun annesiz kalmasından çok korkardım. T.Su, ayağa kalkıp da ilk adımlarını atmaya başlayınca, bu sefer, ya ona bir şey olursa diye düşünüp evhamlanmaya başladım. Ya kafasını çarparsa, merdivenlerden düşerse, birisi kötü bir şey yaparsa,... Sonra dengesiz kafam içerisinde bir denge buldum ve ara ara ya ona bir şey olursa, ara ara da ya bana bir şey olursa diye düşünmeye başladım. Neyse ki bu düşüncelerin sıklığı giderek azaldı.

Fakat Gamze ile ilgili yazıları okuyunca, yine boğazıma bir düğüm geldi oturdu. Zor, çok zor anne olmak. Ben yok yere bu kadar üzüntü çekerken, Gamze'nin yaşadıklarını düşünemiyorum bile. Gencecik bir anne, T.Su yaşlarında bir çocuk, ismi Atakan. Atakan'a kursa gidiyorum demiş hastaneye giderken... eline de bir öpücük kondurmuş, yıkasa bile geçmeyecek bir öpücük. Atakan annesine ihtiyaç duyduğunda avucundaki öpücükten güç alacak... Canım benim...

Neyse, şimdi ağlama vakti değil, şimdi harekete geçip yardım etme vakti.
Öncelikle Gamze için ilik nakli gerekiyormuş. Akrabalarının uyma ihtimali %1'miş, diğerlerinin kırk binde bir. Dokuz Eylül Tıp Fakültesinde akrabalarının doku tipi taramalarını yaptıracaklarmış. Ama bu arada biz de ilik donörü olup uyarsa Gamze'ye, uymazsa başka canlara can verebilirmişiz.

İlik donörü olmak için: http://gamzeakbas.blogspot.com/2012/02/donor-olmak-isteyenler-ne-yapmali.html

Donör olmak dışında bir de kan verebilirmişiz. Üstelik kan grubunun uymasına da gerek yokmuş. Gamze için verdiğinizi söylediğinizde, onun için yapılan kan bağış sayısı fazla olunca, kan ihtiyacı anında karşılanıyormuş. Başka neler gerektiği şu bloglarda ayrıntılı şekilde yazıyor: Gamze'nin kendi blogu ve Gamze için arkadaşlarının açtığı blog.

Bu aralar bu şarkıyı dinliyorduk sık sık, şimdi Gamze için söylüyoruz...
Yarın güneş doğacak
O yüzden, yarına kadar dayanmalısın
Yarın yarın, seni seviyorum yarın
Sen her zaman bir gün ötedesin 

4 comments:

Gulcin said...

bu dert kimin basindaysa sifasi cabuk bulsun onlari dilerim. Ne kadar artti ne kadar cok duyar olduk. genc anneler, genc babalar, anne ya da baba olmayanlar, cocuklar hepsi herseyin otesinde insnalar. hepsi icin cok ama cok uzuluyorum :( aslinda gamze pek cok kisiye de sifa olacak belki de. ben inaniyorum bunlar da gececek.
opuyorum sizi cok

Sittirella said...

Ben de , twitter'dan ilk okuduğumda, ''3 yaşındaki bir bebek annesi'' diye başlayan ilanı gördüğümde sinirlenmiştim.
Sanki, anne olmasa, genç olmasa, yardım etmek istemeyecekmişiz gibi...
Duyurabildiğimce duyurmaya çalışmıştım ama, baktım iş başa düşüyor-afedersin ama, kimsenin kendi başlarına gelmediği sürece fazla ilgilendiği yok- kolları sıvamaya karar verdim.
Elbette ilgilenenler var, insanlar gidiyorlar, kan veriyorlar ama binlerce-onbinlerce değiller :(
O binler-onbinler, sosyal medyada ''vah-vah!'' demekten öteye geçemeyenler.
Biz bile, ne yaptık? Kaldırdık mı totolarımızı?
Düşünsenize, Hollanda'daymış Uluslararası Kemik İliği Bankası'nın merkezi.
Kayıtlı donör sayısı 11 milyon!
Dünya nüfusu... bu hastalıkla savaşan insan sayısı?
Bu kadarcık mı?
İki kişi, iki kişidir mantığı ile başlayıp, bu işi ciddiye bindirip o kemik iliği merkezine hatrı sayılı miktarda donör kazandırmaya karar verdim.
Ben elimden geleni yapacağım... bari bu boktan dünyada bir boka yarayayım :/

Evren said...

Evet Gülçin ya, çok duyar olduk, cidden çok üzücü. Umarım geçecek...

Evren said...

Sitterella, evet haklısın sinirlenmekte! Ben benzer konumda olduğum için direkt özdeşleştim ama doğru diyorsun. Biz de şimdi öğrendik, aslında başvuru işlemi çok kolaymış, hemen yaptık başvurumuzu. Öldükten sonra organlarımızı bağışlamadan önce hayattayken azıcık bir uğraşla can verebiliriz başka canlara...