January 18, 2012
Ay-küt
Ekran konusu
Bu konuda aslında idealist olmadık hiçbir zaman, 3 yaşına kadar aman ekranda bir şey görmesin etmesin demedik, 1 yaş civarında youtube'dan müzik klipleri izliyordu. Hatta konuşmaya başladığında garibim youtube'u kendine özel zannetmiş olacak ki I-tube, I-tube diye dört dönüyordu.
Sonra I'lardan gidip iPad de aldık bir ara ama baktık ki gerçek hayat algısı iPad ile şekilleniyor, yoldan geçen arabaları parmağıyla itme hareketi yaparak hareket ettirmeye çalışıyor, dedik şu yaş tehlikeli (2 civarıydı). Sonra 4 yaşında tekrar aldık.
iPad bazen gerçekten çok işlevli olabiliyor, bakıcı yerine kullanılabiliyor, bir şeyler öğretiyor, eğlendiriyor, kitap okuyor, bir anneden bekleyebileceklerinin hepsi ve daha fazlasını minnacık bir alet sunabiliyor. Üstelik en güzeli, sizin başınıza ekşimiyor, istediğiniz gibi kahvenizi içip keyfinize bakabiliyorsunuz. Ama sonrasında sen misin keyif yapan, sizden bunun acısını dirhem dirhem çıkarıyor. Bizimkine hiç mi hiç yaramıyor. Bilemiyorum enerjisini atamadığı için mi yoksa EMI'lar onu kötü enerjiyle doldurduğu için mi ama belli bir süre aypedle haşır neşir olduktan sonra ayküt moduna geçiyor bizimki, asabi, saldırgan.
O yüzden artık yalnızca haftasonları, 1 saati geçmemek koşuluyla yalnızca cino uyurken veriyoruz. Sonrasında da mutlaka hareketli şeyler (park, yürüyüş, bisiklet, tırmanma, dans, elim sende, yerden yüksek gibi) yapıyoruz ki enerjisini atsın, o kötü enerjiyi bize yansıtmasın, hayatı zindan etmesin diye.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
Ay evren yeniden yazmissin cok sevindim!
Yok Gulcincim ya, başlamadım. 2012'den kalmış aktarırken yayinlanmamis onları yayinladim. 2 cocuktan sonra yazmak hayal oldu maalesef.
Post a Comment