January 27, 2010

100 + 1 = Tek hücreli organizmadan koca göbüşlü bir papağana

Neredeyse 13,5 aylık olacak ama aslında 100'e yakın hafta geçti tek hücreli olarak dünyaya geleli beri. Daha önce de yazmıştım nedense sadece doğduktan sonrası sayılıyor, haksızlık ediliyor diye. Çünkü daha yumurtayken bile, henüz bildiğimiz insan kıvamında olmasa da, canlıdır işte. Hele spermle buluştuktan sonra... bir aşk, bir aşk, hemen kalp yaparlar birlikte, ve daha 4 haftalıkken başlar atmaya tık tık tık tık. Ama işte 4o haftayı yabana atıyorlar, ille de doğum günü. Gerçi annenin hamile kalmadan önceki son regl tarihine göre yaş bildirmek de biraz antikarizmatik olabilir tabii :)

Neyse biz yine bildiğimiz doğum gününe dönelim; yumurta hallerini pek hatırlamıyorum zaten. O yüzden ben de doğum gününü yazdım, nasıl doğduğunu. Blogcu Anne de, Pozitif Doğum Hikayelerinde blogunda yayınladı sağolsun. Kendisi çok güzel bir çalışma yapıyor bu konuda. Hem doğum hikayelerini topluyor, cesaret veriyor vajinal doğum yapacaklara, hem de bu konuda araştırmalar yapıp uzmanların yazdığı ilgili yazıları taşıyor bloga. Okumak isterseniz bizimki şu linkte: Evren ve YavruSu'nun hikayesi
* * *
Ne diyordum, YavruSu'nun tek hücreli olarak başladığı macera 100 haftaya yaklaşırken, haznesi de 100 kelime olmuş, kreşten YavruSu için bir sözlük hazırlamamızı istediklerinde farkettim (GoogleDocs'da bir doküman tutuyordum, söylediklerini yazmaya çalışıyordum ama artık iyice zorlaştı; neyse, merak edenler için şu linkte). +1 de minicik cümlecik geldi ama İngilizce ve tabii ki yemek üzerine :) Eee o koca göbüşü muhafaza etmek kolay değil tabii. Emek lazım! "Eat more" demiş YavruSu, o gün bisküviyle süt varmış ara öğünde; yedikçe yemiş; kreştekiler de şaşırmışlar :) Annesi gibi bisküvi canavarı olacak sanırım.

Başka farktettiğim bir şey de 10 aylıkken öğrendiği kelime sayısının 11 aylıkken öğrendiğinin 2 katı olması. Neden yavaşladı diye düşünürken o ay yürümeye başladığını ve tüm konsantrasyonunu denge için kullandığını hatırladım. Bu durum, öğrenme hızını da etkilemiş. Yürüme konusunda uzmanlaşınca normale döndü. Aynı şey emekleme için de geçerli olabilir diye düşünüyorum. Gerçi o ay ekstra şeyler de oldu: 2,5 aylık tr tatilimizden döndük, kreşe başladı, bir anda bambaşka bir hayat stiline geçti, falan filan. Tabii bunlar yalnızca YavruSu'nun öğrenme hızını değil, bizim hayatımızı da etkiledi. UYKU diye bir problem çıktı, uğruna araştırmalar yapıldı, postlar yazıldı :))) Neyse artık bu konuyu kapattık ve rahatladık.

Sözlüğe dönecek olursak, bazı harfler hala yok: f, r, s, z. Hepsini denedik gerçekten diğerlerine göre daha zormuş; dil, diş, dudak kombinasyonlarını farklı kullanmak gerekiyormuş. Bu arada kelime sırası daha önce dediğim gibi çıktı: isimler, fiiller, edatlar, zamirler geldi sırasıyla. Son moda fiil çekimleri: otuydu, düştü, çıkaydı, attııı,... sadece emir duymuyoruz artık yani, neydi o: otuy!, kalk!, yat!, in! --komutan kesilmişti başımıza kerata ;) Gerçi çekimler nedense hep 3. tekil şahıs, o da ayrı enteresan! Bundan sonra sıfatlar ve zarflar mı var acaba sırada? İstek yapıyorum: kırmızı --çok severim ama söylemesi biraz zor sanırım, neyse mavi de olur, hadi hadi 'büyük' 'küçük' her şey kabul :)

İngilizce konusunu bilmiyorum. Kreşe bırakmaya ve almaya gittiğimizde bazen söylüyorlar, bugün şu kelimeyi söyledi diye. Biz karıştırmaması için sadece Türkçe konuşuyoruz. Eğer Türkçesini öğretmemişsek İngilizcesini biliyorsa söylüyor ama öğretince söyleyebileceği birşeyse söylüyor. "Ball" diyordu mesela, "top"a çevirdik; ama "hat" de "hat" tutturdu, "şapka" demiyor, diyemiyor. En favorisi de babasının yeşil 'hat'i :)

Bye sweetie! (Bu da son laflardan :)

3 comments:

Ozge said...

yesil hat:)) Derinden' de cok duyuyorum boyle laflar, turkce ingilizce karisik...sapkaya da sapkak diyor:)) bittiye bittit:)) karistiriyor biraz, hala tam konusamiyor, yarim yarim hepsi...Ama cok tatli oluyorlar degil mi? olabildigince kameraya almaya calisiyorum:) Genelde ingilizce kitap okuyorum, diyorum turkceyi nasilsa ogrenicek ana dili sonucta:) Gerci donus yaparsak da bu sefer ingilizceyi untacak...Eh bakalim bir sekilde ogreneckeler hepsini:))

Başak Çelik said...

Maydanoz, sandalye, gergedan????

Gerçekten minik bir papağan sizin kız :)))

Benim SD'de yaşayan arkadaşlarım da -şu an neredeyse- 18 aylık olan kızlarıyla hep Türkçe konuştular. Şimdi bakıcıları Meksikalı, İngilizcesi de kötü olunca arkadaşım "ana dilinde konuş, önemli değil" demiş. Sıla şimdi en çok Türkçe kelimeleri söylüyor, ama yakında İspanyolca'ya da başlar sanırım :) O da, YavruSu kadar olmasa da epey bir geveze!

Bu arada ben hep çocukların önce ana dillerini konuşmaya başlamalarını, sonra bir yabancı dile geçmelerini savunmuşumdur. Bu gittiğimiz pedagog da "dil gelişimi hep önde giderse 2.5 yaşından sonra yeni bir dil öğretebilirsiniz. 2.5-6 yaş arası çocuklar bir yabancı dili ana dilleri gibi öğrenebilirler" dedi. Doğrudur da, ama bence ilkokul da erkenden yeni bir dil oğrenmek için uygun bir zaman. Ben çok takılmıyorum bu yabancı dil işine, sonuçta ilgisi ve yeteneği varsa nasılsa öğrenir. Gerçekten, burada daha kendi dilini bile konuşamayan 20 küsür yşında insanlar görünce, varsın hiçbir dil bilmesin, ama anadilini düzgün kullansın diyorum...

Bu arada, işin komiği, bu bizim pedagogun Amerika uyarlamalı gelişim çizelgesinde Çınar'ın 8-9 kelimelik sözcük dağarcığı 23 ay seviyesinde çıktı! Galiba YavruSu'yu ilkokula başlatabilirsiniz :)))

Çınar'ın kelimelerini ben de defterime yazıyordum. Çok konuşmadığı için saymak kolay oluyor :)) Ama şu google'da doküman tutma fikri iyiymiş. Bakalım bizim minik adam ne zaman geveze bir papağana dönüşecek?

Yürümenin konuşmaya etki ettiği çok doğru! Bir ara gittiğimiz yuvanın psikoloğu da söylemişti o zaman. Yürümeye başladıkları dönemde konuşmayı unutabilirler, endişelenmeyin diye. Çınar zaten o dönem 3-4 kelime söylediği için pek unutmadı. YavruSu da bence pek yavaşlamamış. Yani daha çok ama çok küçük, aşırı yüklenmesin :)

Bir de söylemeden geçemeyeceğim, şu kahverengi "hat"li fotoğrafı nefis! İnsanın o kırmızı yanakaları ısırası geliyor!!!

Sevgiler, Başak

Ozge said...

Evet biz de yaninda ya da onunla Turkce konusuyoruz, ben de aynen ingilizce soyleyince Turkcesini de soyluyorum, ya da tam tersi...Bakalim ne zaman cozulecek dili.
Senin minnos biraz daha buyusun o zaman cekersin daha cok fotosunu, Derin de daha once cektirmezdi ya da susardi:)
Ya evet cidden fotografi cok guzel, masallah:) cok seker!