January 9, 2010

Uyku Final: Yaşasın Özgürlük -- bi' de rahatlık :)

Başlıktan da anlaşılacağı üz're, finalimiz mutlu sondan ziyade özgür ve rahat bir sonla bitiyor. Aslında pratikte bitmiyor tabii; ama birtakım fiziksel ve zihinsel düzenlemelerle boyut değiştirip kafalardan çıkıyor. Şöyle ki, çokça okuyup çokça yazdıktan sonra geri dönüp baktığımda aslında bu sorunun daha çok dönemsel ve 'olaysal' olduğuna kanaat getirdim ve biraz olsun rahatladım.

6 ay civarında başlayıp 9-10 aylıkken artan ve bebeğin hayatındaki tüm değişimlerden nasibini alan uyku sorunsalı, genellikle bebeklerin artık bir birey olmaya başladığı dönemlerde tepe noktasına ulaşan; ve hastalık, seyahat, kreş, iş, diş gibi olaylarla birebir etkileşim içinde olan bir fonksiyon adeta. Buna göre; u, uyku; D, dönemler kümesi; O da olaylar kümesi olursa,



Evet, bu fonksiyonun çeşitli çözümleri var. Örneğin çocuğunuza kendi kendine uyumayı sıkı bir eğitimle veya onu ağlatarak, aslında daha çok da bezdirerek çözebilirsiniz. Ancak bizim gibi, bu tarz yöntemlerin problemli olduğunu düşünüyorsanız ya da içiniz elvermiyorsa, yatağınıza yattığınız zaman ondan ayrı yatma fikri sizi daha da uykusuz bırakıyorsa çok zor... Aslında bu yöntemleri kullananları da zan altında bırakmak istemem. Çünkü, ben de diğer herkes kadar gördüm ki saat başı uyanan bir çocuğu uyutmaya çalışmak gerçekten çok ızdırap verici olabiliyor; hele ki benim gibi 80 tane işi aynı anda yapmak isteyen mükemmelliyetçi bir anneyseniz --ki sanırım bu yeni dünya sisteminin herkes için çok katı/yoğun bir hali artık.

Peki biz ne yaptık, 'final'e nasıl geldik?
Birinci ve en önemli şey paylaştık, paylaşıyoruz. Herşeyi eşit bir şekilde paylaşıyoruz. Öyle excel chartı falan tutmuyoruz tabii ki --bunu yapanlar da varmış:) Çocuk söz konusu olunca program işlemiyor; ya da belki biz düzenli işlerde çalışmadığımız için, öğrencilik hayatı öyle icab ettiğinden... Evet 9-5'ten çok daha fazla çalışmamız gerekiyor ama en azından programlarımızı bebişe göre ayarlayabildiğimiz için ve çok sevdiğimiz bir kreşten part-time destek alabildiğimiz için çok şanslıyız.

Şimdi birimiz uyutursa, diğerimiz gece kalkıyor; gece çok uykusuz kalmışsa kalkan, "Dönemler" veya "Olaylar" yüzünden, sabah diğeri bebişi alıp kahvaltı hazırlıyor; yoksa dersi erkenden sallana sallana yapıyor ki daha çok uyusun gece kalkan. Bu da yine, herkesin dönemsel ve olaysal yoğunluğuna göre değişebiliyor. Ama uykudan oyuna, bebişin bakımından ev işlerine paylaşmassak olmuyor; ne bebiş yetiyor kimseye, ne biz yetiyoruz hiçbir şeye.

Gelelim uyku finaline. Öncesinde de vardı ama 6 aylıkken sorunsal olarak sahneye fırlamıştı kendisi, 9-10 ay civarında da en heyecanlı kısmı başladı, sonra uzun araştırmalar, okumalar, denemeler... Şimdi geriye dönüp bir bakınca bu dönemlerin aslında hiç de tesadüf olmadığını görüyorum. Altıncı ay, anne-babadan ayrı bir birey olmaya, kendi kendine oturmaya başladığı ilk dönemdi; ayrıca bebiş için hareketli günlerin başladığı bir tr gezisine çıkmıştık; 2,5 ay boyunca bambaşka yerler ve insanlar gördük, pekçok farklı deneyimler yaşadık. Bu zamanlarda geceleri 3-4 kez kalkıyordu ve her defasında da emerek uyuyordu. Gezi dönüşünde o kreşe, biz derslere başladık. Onun için yine çok farklı bir ortam oldu; tanıdığı hiç kimse kalmamış, bambaşka bir yerde, bambaşka bir dille kalakalmıştı. 8,5 aylık olana kadar poposunu kaldırmaya tenezzül bile etmeyen, yüzüstü yatırdığımız saniyede avaz avaz bağıran bebiş, kreşe başladığı ilk hafta emeklemeye başladı mecburiyetten. 9-10 ay civarı artık iyice hareketlendi ve ilk kelimeleri de pıtır pıtır döküldü ağzından türkçe-ingilizce. Tabii bunların hepsi uykuya da yansıdı, bazen gece yarısı kalkıp yarım saat bır bır bır konuştu, bazen de ayağa kalkıp yürümek istedi. Bu dönemde geceleri 7-8 kez uyanıyordu ve her seferinde emmek istiyordu. Artık bu meme düşkünlüğü iyice artınca ne kendini ne beni uyuttuğu için doğduğundan beri yanımızda yatan YavruSu'yu beşiğine atmaya karar verdik ve kabus dolu uyutma seansları başladı. Bu dönemde Yatır/Kaldır metodunu denedik ancak şu yazıda yazdığım problemleri farkettikten sonra uygulamaktan vazgeçtik. Peki ne yaptık?

Özgür son:
Biz şimdi bütün yatakları yere indirdik. Pek çok bahane buluyorduk bir süredir ama sonunda kırdık zincirleri, hadi bakalım hayırlısı :) Şimdi bazen kendi yatağında uyuyor, ama çoğu zaman ya babasıyla ya da benimle uyuyor. Birbirimize sarılıp yatıyoruz hep birlikte.



Not: Sandığımızın aksine hiç düşmedi yataktan, kalkıp yürümedi de. Bazen kalkıp DoDo ismini verdiği köpeğini sayıkladı, biz gidip getirdik uyudu. Bazen de uyumadı ne yatağında ne yanımızda ama sanırım bunlar ateşten ve seyahatten kaynaklandı daha çok. Yani x'ler ve y'ler artıp dengemizi bozdu arada.

Rahat son:
Artık daha rahatız. Bir kere uyku konusunda cins bir bebeğimiz olduğunu kabul ettik. Gerçi babam 9 saatin bile bir bebek için normal olduğunu söylemişti ama sanırım biz kabul etmek istemediğimiz için başlangıçta "şu kadar aylık bir bebek ne kadar uyur" diyen kaynakları kafaya takıp bunalıma girdik, daha doğrusu ben girdim. Duyunca 3 saat gündüz uykusu uyuyan bebekleri derin bir ah çekerdik. Ne zaman ki bu durumu böyle kabullendik (11 aylıktan beri gündüz 1 kere 1 saat civarı, gece ortalama 11 saat), işte o zaman rahatladık. Şimdi yine duyunca uzun ve deliksiz uyuyan bebeleri birbirimize bakıp bir gülümsüyoruz ama ahlar geçti artık, rahatız. Aman iyi uyusun bebeler, uyusun da büyüsünler.

Mutlu son: 

Özgürlük ve rahatlık, mutluluğu da beraberinde getirdi tabii. Bu yeni dizayna en çok bebiş sevindi. Defalarca kendi yatağına, bizim yatağa çıktı indi. Biz de çok mutlu olduk :))) artık birlikte yattığımızda düşecek diye korkmadan rahatça uyuyabiliyoruz.
* * *
Gece yine kalkmıyor mu? Kalkıyor ama 7-8'lerden 1-2'lere düştü uyanma sayısı. İlk yatarken meme/mama-kitap-ninni ile uyuyor; gece kalktığında bazen ninni yine işe yarıyor, bazen kendi kendine dönüp uyuyor ama bazen de hiçbir şey sökmüyor bizim minik keçiye. 1,5 saat boyunca uyanık kalıyor sonra ya emiyor ya mama yapıyoruz ya da yine kendi kendine uyuyor. Ama şimdi bunların da dönemsel ve olaysal olduğuna olan inançla artık çok daha rahatız uyku konusunda. Birlikte uyuduğumuz dönemlerin tadını çıkarıyoruz doya doya :)

Önemli Not: Google Analytics'ten bu bloga "bebek uyku çıldırmak" arama terimleri ile girildiğini gördüğümde önce komik gelmişti; fakat sonra düşününce bu noktaya gelmenin hiç de zor olmadığını farkettim ki zaman zaman ben de geliyordum. Ama bu durumda yapılacak en iyi şey, bebeğinizle inatlaşmak yerine partnerinizden yardım isteyip ortamdan uzaklaşmak. Eğer bir partneriniz yoksa anne-babanız veya bir arkadaşınızdan yardım isteyebilirsiniz. Bunların hiçbiri olmuyorsa, sinirlerinizi yıpratmadan bebeğinizi odada bırakıp çıkın ve bir süre sakinleştikten sonra tekrar deneyin. Bu aşamaya gelindiyse, bu gerçekten herkes için en iyi çözüm olacaktır. Bir de uyku metodları arasında bana göre en demokratik ve insani olanı Elizabeth Pantley'in "No Cry Sleep Solution" metodu.

Tüm bebeklere ve dolayısıyla anne-babalara iyi uykular ve renkli rüyalar diliyorum. Uyusun da büyüsün yavrucaklar.

10 comments:

Evren said...

Burcu,

Atlas bebek hayirli olsun, cok sevindim, tebrikler! Y.lerle playdate yapiyoruz arada, gelirseniz hep birlikte gorusuruz artik. Bu arada "Almost Turkish Recipes" blogunu senin tuttugunu bilmiyordum. Ben burdaki tum international arkadaslara oneriyordum. Cok guzel, eline saglik.

Sizin kullandiginiz yontemde benim duyduklarim bebeklerin 45 dakika boyunca aglamasi ve caresizce yataklarinda uyumayi kabul etmesiydi. Sizin bebeginiz ne kadar uyumluymus, cok kolay adapte olmus, ne mutlu! Bir de sanirim kucuk olmasinin etkisi olmus. Bu bebekler, 9-10 aydan sonra herseyin farkina variyorlar ve bu tarz yontemler ya guven kaybi yaratiyor, ya da ogrenilmis caresizlik durumu ki ikisi de onlar icin pek hos olmasa gerek.

Ama dedigin dogru iyi uyuyunca gun de daha iyi geciyor. "No Cry Sleep Solution"da da kendi kendilerine uyumayi ogreniyorlar, biraz daha uzun suruyor ama dedigim gibi digerlerine gore daha baby-friendly :) Gerci siz sansliymissiniz, umarim hep boyle yuzunuzu guldurur, sansi acik olur Atlas bebegin.

Gorusmek dilegiyle...

Ozgur said...

Yataklar çok sevimli olmuş. Çok sevindim sizin adınıza!

Evren said...

Cok tesekkurler Ozgur! Bence sizinki babaya bagli olarak donemsel bir durum, yakinda duzelir diye umuyorum. Cok kolay gelsin! Elosa iyi uykular :)

Başak Çelik said...

Harika!

Ben de bu cozume galiba Cinar 13 aylikken ulasmistim, sanirim yorum olarak da sana yazmistim: herseyden onemlisi cocugun mutlulugudur, diye :) O aydan beri bizim kafamiz rahat -gerci bu ara ben ise basladigim icin Cinar'in uyku sorunu yine hortladi ama benim ise gidiyor olma fikrine alisinca bu sorun da cozulecek, biliyorum. O yuzden kafama takmiyorum, empati kuruyorum :)

Yer yatagi gercekten basarili bir cozum. Biz de anneannesinde kaldigimizda Cinar yer yataginda yatiyor ve kesinlikle daha iyi uyuyor. Evde de ayni seyi yapmaya niyetliyim ama once esimi ikna etmem lazim :)

Ben bir de, kitaplarin sundugu cozumleri sallamiyorum, yalnizca cocugun psikolojisini daha iyi anlamak adina belli donemlerde alip karistiriyorum (Tracy Hogg, Elizabeth Pantley gibi insancil yazarlarinkini tabi ki... bi de Dr Weissbluth var ki eyvah eyvah! O adamin hic torunu, birak torunu cocugu falan olmus mu acaba? Vahsi!). Ama anladim ki o yontemler falan yalnizca, sayilari pek az olan, "melek bebek"lerde ise yariyor. Bebeginde uyku sorunu olan hicbir arkadasimin derdine derman olamadilar henuz.

Dedigin gibi, biz de Cinar'in uyku konusunda sahsina munhasir bir kisilik oldugunu kabullendik! Sizin gibi boyle muthis uyuyan bebekleri duyunca derin bir ah cekiyoruz, ama yapacak bir sey yok. Cinar da gece 9-10 saat civari uyuyor, gunduz en az 1'er saatten de iki uyku. Bazen gece az uyursa gunduz uykularini uzatiyor, gece cok iyi uyumussa gunduz uykulari kisaliyor (vice versa). Yani oglum da, aynen bizim gibi, kendini ayarlayabiliyor. O yuzden sorun yok :)

Neyse, kisacasi her iki tarafta da bebisler mutlu, biz huzurluyuz! Bir de su ise baslama surecini atlatirsak bizim epeyce bir sorunumuz cozulmus olacak :)

Sevgiler! Basak

Burcu said...

Bebekler icin dedikleri dogruymus sanirim; her bebek farkli oluyor ve tabi problemleri ve cozumleri de. Ornegin Pantley'nin "no cry" metodu huysuz bir bebek olmayan Atlas'i weissbluth'un "let him cry"indan daha cok aglatti.

Bu arada gecen sefer yazmayi unutmusum; odaniz cok guzel olmus. TSnin de bayildigi yuzunden belli. Bu fikri montessori hakkinda okurken gormus cok begenmistim ama bizim uyuyanla uyumayi seven bir kedimiz var o yuzden bu uygulama icin biraz daha zaman var
sevgiler

Evren said...

Basak,

Aynen dedigin gibi cocugun mutlulugu ve anne-babanin onu anlayip empati kurmasi onemli. Bizim yavru 9 aylik olana kadar belki 1-2 defa besiginde uyumustu. Yazlikta komsumuzun verdigi oyun parkinin icine koydugumuzda korku dolu gozlerle bize bakip aglamisti, besigine de alistiramadik bir turlu, hic istemedi icine konmayi. Bir suredir bahaneler buluyorduk, ya gece kalkarsa, halinin ortasinda bulursak, vs. diye ama hic bi'sey olmadi. Boylesi hepimiz icin en iyisi oldu gercekten de, tavsiye ederim. Bir de Cinar rahatca yuruyup koltuklara inip cikabiliyorsa, yerden cok alcak yataklar varmis, Ikea'nin galiba, biz burda cok kalmayacagimiz icin fazla para harcamak istemedik.

Is icin de cok kolay gelsin, Cinar'a da! Ama dedigin gibi donemsel seyler bunlar, guzel gunler yakindir. Sevgiler!

Evren said...

Burcu,
Evet, her bebek farkli gercekten de. Bir de sizin bebek yari Amerikali oldugu icin ise yaramis olabilir ;) Ama daha cok "melek bebek" ve 6 aydan kucuk bebek oldugu icin kolay olmustur sanirim. Elizabeth Pantley yonteminin her bebege gore farkli sekilde adapte edilmesini oneriyor. Temelde uyku eslestirmelerini azaltarak biraktirmaya dayali. Bize de Y. vermisti bu kitabi ama onlarin da bizim de uzun sure devam etti problemler. Artik 1-2 kez uyanmaya iyi diyoruz karsilikli:)

Zaten esas olay, senin kafanin rahat olmasi. Benim gibi mukemmelliyetci, plan program ve duzen duskunu bir insan icin bebek olayi epey 'challenging' oldu, hele de bizim YavruSu gibi son derece duzensiz bir bebek olunca. Neyse, simdi kabullendim; cope atmadim tabii planlarimi ama biraz daha esnegim artik. Biraz torpulenmem gerekiyordu, iyi oldu. Sanirim bu ona da yansidi ve artik daha iyi uyuyor :) Bu arada sizin kedi hakikaten tehlikeli olabilir, yani birlikte yatma acisindan, ama eminim cok iyi bir oyun arkadasi olmustur Atlas'a.

Ayrica tesekkurler! Ben de Montessori kitabinda gormustum; bir turlu emin olamiyorduk, guvenlik acisindan ama hic bi'sey olmadi, neyse ki!

Atlas bebege ve kedicige iyi uykular! Sevgilerimle...

Başak Çelik said...

merhaba Evren,

Ikea'dan o yataklara bakayim bir zamanim oldugunda... gercekten niyetlendim su yer yatagi olayina cunku :) hele de sizin deneyimleri okuyunca.

Gonderdigin diger yorumu okuyunca "...Benim gibi mukemmelliyetci, plan program ve duzen duskunu bir insan icin bebek olayi epey 'challenging' oldu, hele de bizim YavruSu gibi son derece duzensiz bir bebek olunca. Neyse, simdi kabullendim; cope atmadim tabii planlarimi ama biraz daha esnegim artik. Biraz torpulenmem gerekiyordu, iyi oldu." olanı yani, gulumsedim kendi kendme... sanki beni tarif etmissin. Evet, benim icin de iyi oldu; biz cocuklari, onlar da bizi egitiyorlar :)

Sevgiler!

Elif İzbırak Yavuz said...

Sevgili Evren, Pia & Niko'ya bıraktığın yorum üzerine bir de buraya cevap yazmak istedim. Uykusuz bir bebek sahibi bir anne olarak blogunla ilk kez bu yazın sayesinde tanışmıştım. Biz de uyku sorunlarımızı bir yer yatağı ile oldukça minimize etmiştik. O günlerde Adam Mansbach'ın Yetti Canıma, Yat Zıbar Artık isimli kitabını defalarca okuyup, gözlerimden yaşlar gelircesine güldüğümü (sinirden tabi) hatırlıyorum. Bir daha hiç deliksiz bir uyku uyuyamayacakmışım gibi geliyordu o zamanlarda. Herşey zamanla düzeliyor elbette. Sıkıntılı dönemlerde hep bunu hatırlamak çok faydalı oluyor :) Güzel blogun için çok teşekkürler.

Evren said...

Elif çok teşekkürler! Azıcık faydam olduysa ne mutlu! Sevgiler...