August 21, 2010

Plastikle Başımız Ciddi Dertte!

Basit Bir Yaşam blogunun yazarı adaşım Evren'in, anaokuluna başlayacak Sincap'ı için alışveriş yaparken araştırmaları sırasında karşısına çıkan kimyasallarla dolu ürünleri değerlendirdiği şu yazısını okuyunca, bir düşüncedir aldı gitti beni. Ne yapmalı, ne etmeli, nasıl korumalı çocuklarımızı? Hadi, biz farkına varıp önlem alırız almaya ama ya diğer çocuklar? Ya çöp toplayarak geçinmeye çalışan insanlar? Bilmeden yavaş yavaş bu zehirlerle vücutları temas ettiğinde, bunları üretenler rahatça hayatlarına devam edebilecek mi!!! Bu tarz kimyasalların insanlar için yapılan ürünlerde kullanılmasını gerçekten akıl almıyor. Bunların kesinlikle üretilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

Ne yapmalı, ne etmeli?
Derken önce kendi hayatımızdan başlamaya karar verdim. Biz almazsak, biz tüketmezsek 3 kişi eksik olacaklar. 2,5 derdim, başka bir şey olsaydı; ama içinde plastik kullanılan bebek ürünlerinin, plastik oyuncakların sayısını düşününce 3 az bile.

Herneyse, dedim ki, biz 3, bizden gören biri de eklenirse 4, o biri de başka birinin kullanmamasını sağlarsa 5 ve böyle giderse belki kısa zamanda toplu bir harekete bile dönüşür ki bu sayede pek çok şey yapılabilir. Örneğin Amerika'da ve Avrupa'da çoğu şehirde dükkanlar plastik torba yerine kağıt torba veya bez pazar çantası kullanmayı teşvik ediyor; hatta daha da sevindirici olan plastik torba kullanımının yasaklandığı şehirlerin sayısı giderek artıyor. Bunlardan ilki San Francisco olmuş, hem de bundan 3 sene önce. Yaşa San Francisco!

Ben de bu düşüncelerle, 2 gün önce plastiği hayatımızdan tamamen çıkartmaya karar verdim dedim T'ye. Bunun çok zor olacağını düşünmüyordum, çünkü geçen sene plastikle başımız dertte, yalnız bizim değil, tüm dünyanın ve hatta uzayın bile diye yazdığımda zaten eve hiç plastik ürün almamaya karar vermiştik ve birtakım adımlar atmaya başlamıştık. YavruSu'ya da kesinlikle plastik oyuncak almayacaktık. Lego dışında almadık da aslında. E peki bunlar nerden geldi o zaman?



Şaşırdım, çok şaşırdım. 2 gündür evde ordan burdan plastik topluyorum ki bu almama kararından 1 sene sonrası. Takmamış olsak kimbilir ne olacaktı evin hali! Hediye gelen çok oldu. Bilmiyor çünkü insanlar. Aslında ben de bilmiyordum bu kadar zararlı olduğunu, hadi biraz oynasın sonra veririz diyorduk, ama böyle olmadı. Neyse, şimdi birçoğunu topladım.


geri dönüşüm merkezine doğru yola çıkmak üzere paketledim.


Bunlar da mutfak ve banyodan çıkanlar:


Lego kaldı, çünkü onun geri dönüşüm kodu 5. Geri dönüşüm kodu 2, 4 ve 5 olanlar, görece sağlıklı olanlar; 1, 3, 6 ve 7 kesinlikle kaçınılması gerekenler. Healthy Child, Healthy World sitesinden ayrıntılarına bakabilirsiniz. Bir de Healthy Stuff diye bir site var, ordan da hangi oyuncağın içinde hangi kimyasal maddeler olduğunu kontrol edebilirsiniz. Örneğin, şu linkteki Dora oyuncağının çeşitli yerlerinde, kurşun, klor ve arsenik bulunmuş :(

İşin acı yanı, geri dönüşüm kodu olmayanlar, yani geri dönüştürülemeyenler. Bu da demek oluyor ki, yüzyıllarca doğada kalacaklar ve şu tablonun daha beterine 'katkıda' bulunacaklar!



Denizlere ve okyanuslara karışıp orada yaşayan canlıları zehirlemeye devam edecekler! Ne acı!



Çok geç olmadan birşeyler yapmak gerekiyor. Basit önlemler var aslında, herkesin rahatlıkla yapabileceği. Bir sonraki yazıda plastiğin insan sağlığına zararları ve plastik kullanımını azaltmak için yapılabileceklerden, bizim neleri yapıp neleri yapamadıklarımızdan bahsetmek istiyorum.

Ancak ne yazık ki, plastikten tamamen kurtulmak pek mümkün değil. O kadar çok şeyin içinde var ki bazılarını tahmin bile edemezdim: konserve kutulari, buz dolabının içi, bulaşık & çamaşir makinesinin bazı parçaları, makarna torbaları, pipetler, tuvaletler, ışık açma kapama düğmeleri, deterjanlar, sıvı sabun, şampuan, diş macunu, diş fırçası, banyo kovası, küvet, bilgisayar, mouse, cep telefonu, güneş gözlüğü, arabanın bilumum parçaları ve daha pek çok yerde kullanılıyor plastik. En kötüsü de çocuklar için üretilen biberon, emzik, diş kaşıyıcı gibi diretk ağızlarıyla temas eden şeylerin içinde olması.

Plastik kodlarına dikkat etmek gerekiyor, evet ama şu korkunç gerçekle yüzleşerek kullanımımızı en aza indirmek en iyisi:

Şu an kadar üretilen hiçbir plastik yok olmadı. Yeryüzünde devamlı olarak birikiyor ve çeşitli şekillerle besin zincirimize tekrar katılıyor.

Elinizin değdiği hiçbir şeyin plastik olmaması dileğiyle!

23 comments:

Açalya said...

İyi yapmışsın,iyi de yazmışsın. Mart'ta yazdığım şu yazıyı okumuş muydun?

http://acalya.blogspot.com/2010/03/hayatnzdan-ckarn-artk-su-meretleri.html

Evren said...

Açalya, harikasın, ben bu yazıyı ve Ibeking'i nasıl kaçırmışım. Cık cık cık! Bir sonraki yazıya bu işe gönül veren blogger linklerini koymuştum ben de, hemen bunlar da eklene. Çok sağol!

Bahar said...

Merhaba,
Hassasiyeiniz ne kadar guzel..(onceki yazilariniz da:))
Yillarca evimize anne-babamiz mumkun oldugunca az plastik soktu sagliksiz oldugundan, fakat ben daha kolayci ciktim kendi evimde bunu pek uygulayamadim malesef.. Bu konuyla direkt ilgili olmasa da birsey eklemek isterim: kisa bir sureligine (1.5 yil) Amerika'da (CA'da) bulunuyorum, geleli 2 ay oldu. Benim -dikkat ederek- gozlemledigim; evet bez-kagit torba kullanimi tesvik ediliyor fakat kullanan cok az..kaldi ki en az 3000 motor (tabi bu yakitin temin edilebilmesi icin yapilanlar da ayri konu)arabaya binip, ''plastik torba''ýa takmalari ilginc geliyor bana.. sanki ''n'apalim dert edecek baska seyimiz yok, biz de bununla ugrasiyoruz'' der gibi:))
Sevgiler..
Bahar

Açalya said...

Hybrid SUV ve işine bisikletle gidip gelenle doludur California, hiç mi denk gelmediniz hayret?!

Yukarıda, bir önceki yorumumda verdiğim yazımın linkinde yazdığım eşimin bir diğer hassasiyetini yazayım size mesela (gerçi kendisi Amerikalı değil Alman ama 10 yıldır burada yaşıyor) 5 yıldır hergün işine bisikletiyle gidip geliyor. Orada duşunu alıyor, kıyafetleri orada, sonra onları çıkarıp yine eve bisikletiyle geliyor. "Hava kirliliğine bir de ben katkıda bulunmayayım" dedi ve bunun için arabasını sattı. Böyle insanlar çok etrafımızda, size denk gelmediğine üzüldüm.

elif ada said...

Harika olmuş bu yazı. Ben de ilerleyen günlerde bu konuyla ilgili bir şeyler yazacağım. İzninle link verebilir miyim?
Biz de uzun zamandır plastik torba, plastik oyuncak, plastik mutfak eşyası kullanmıyoruz. Ibeking'in de başlattığı harika bir kampanya var bu konuda. Hatta bir de sitesi var.
1-2-3 aslında hiç önemli değil. Bir kişinin yaptıkları bile önemli bar fark oluşturur bu dünyada. Yeşil bir gezegen için yaptıklarına çok teşekkürler ve kucak dolusu sevgiler
Umur & Ada

Buse said...

Biz de 1 seneyi aşkın süredir mutfaktan plastiği çıkardık (makarna poşetleri veya buzdolabı gibi şeylerden değil tabi) ama yine de kar kardır gözüyle bakıyorum. Markete gittiğim de insanların fazladan fazladan plastik poşetleri çöp poşeti yaparız mantığıyla almaları çok bunaltıcı geliyor. Yalnız işte Türkiye de çevreci olmakta çok kolay değil. Daha plastikle, camı ya da evsel atıkları ayrı ayrı atabileceğimiz konteynırlar yok sokaklarda, mahallelerde. Bu işin sonu kötü olacak...

Eylem said...

Harika ve düşündürücü bir yazı, ellerine sağlık. Oldum olası sevmedim ben bu plastiği ama makarna poşetleri vs. gibi gözümün görmediği plastikleri yazında okuyup farkedince duralayıverdim.. Ne kadar zor gerçek anlamda doğal bir hayat yaşamak günümüzde.

burcu said...

evrenciğim,geri dönüşüm merkezlerine nasıl gönderi yapacağız.ingilizce bilmediğim için siteden faydalanamıyorum.

füsfüs said...

evrencim yine harika bir yazı:) inan az önce aklımdan aynı şeyler geçiyordu, eşya hazırlıyıruz, eve döneceğiz ve yerleştirirken özellikle defne'nin odasında bir sürü gereksiz eşya ve oyuncakla karşılaşacağız. gider gitmez onları, özellikle plastikleri ayıklamalıyız diyordum. yavrusunun odasının yeni halini görünce kararımdan emin oldum. hem çok sağlıklı hem de ne kadar güzel, sade ve ferah olmuş.
ibekkingin blogunu okuduktan sonra 2 bez çanta aldık carrefourdan, ee çöpler ne olacak dedik sonra. onun için de doğada %100 çözünen çöp torbaları var, koroplasttı sanırım, onlardan aldık. bu arada migrosun alışveriş poşetleri de doğada tamamen çözünüyor. migrosa da tebrikler:)
ama tamamen kurtulmak çok zor plastikten, demişsin ya makarna poşetleri var mesela, sonra mutfaktaki leğen vs. için de alternatif ne olabilir, düşünüyorum bu aralar. buradan bulur tarhana pekmez vs. götürüyoruz hepsi plastikte. eve gdince cama aktarıyırum ama atık oluşuyor yine de. köylerde bile plastik o kadar yaygın ki, çok üzücü.

bahar said...

Acalya hanim, belki bulundugum sehirden dolayidir, bilemiyorum.. Fakat hybrid araclar da cok az, bisiklet kullanimi fazla ama sanki spor amacli gibi.. Esimin gittigi yerde de olsa olsa 2-3 bisiklet goruyormus, oysa onlarca araba var ve park yeri sorunu var cok genis bir park alani olmasina ragmen..
Bahar

ycurl said...

Evren bu plastik konusu cok hassas. Hele egitimini almissin daha da bir hassaslasabiliyorsun :) Ama o kadar cok yerde kullaniliyor ki yasamindan tamamiyle atip cikarmana ne yazik ki imkan yok. Ben de gecen yil butun plastik kaplari geri donusum koduna gore ayirip bir kismini atmistim. Sonra da gidip cam saklama kaplari aldim yemekleri koymak icin. En sagliklisi. Bebise de dikkat etmeye calisiyorum bir sey alirken. Bu plastik disinda benim en buyuk s1k1ntim kagit olayi. Postadan gelen o kadar gereksiz kagit yigini var ki onlari mutlaka geri donusum yapmaya calisiyorum. Her hafta biriken kagit yigini beni hayrete dusurmeye yetiyor. Bir yanda pilleringeri donusturulmesi gerek. Aslinda sadece plastik degil o kadar cok sey var ki yasamimizda biriken ve geri donusumu olan sey :(

ElfAna said...

Bez canta&file ile alisveris bizde de var. 2006 yilinin Elle dergisi-ayini hatirlayamadim-ABD de yasayan bir kadin, kanserojen & plastige takmis. Eyalet icinde prob. olacagindan yuksek meblaglarla ozel labrotuarlarda testler yaptirmis & 60-80 yil once kullanimi yasaklanan bazi maddeler minik bebeginde bile cikmis!Tasinirken maalesef kaybettim dergiyi. Bunu okuduktan sonra,cilidirmisbir sekilde mutfagimdan plastikleri atmistim. Alpi o zaman 1 yasindan kucuktu ve oyuncak konusu kontroldeydi. Yazini okuduktan sonra odasina soyle bir goz attim; aklim karisti. Burger king&McDonalds oyuncaklari fazlasiyla mevcut bizde. Bunlari en saglikli nereden sorgulayabilirim?
Bu arada mutfakta bana surpriz yasatan urunler: tupperware peynir kabi ve Ikea saklama kaplari oldu. Var mi bunlar hakkinda arastirma yapan?

ycurl said...

Elfana,
Ben bazi ikea kaplarimi attim. Kaplarin altinda hangi malzemeden uretildigine bakmani tavsiye ederim. bazilari bpa free degil benim bildigim kadariyla.

Açalya said...

Tupperware BPA free arkadaşlar, kendi sitelerinde yazıyor zaten. Ama Ikea'nın plastik kaplarında yazmıyor BPA free diye.

banu said...

Evren çok güzel bir iş yapmışsın, ellerine sağlık, darısı başımıza... okuyunca farkına vardım ki; bizde de durum sizden çok farklı değil.

Aslında ilk bir - bir buçuk yıl plastik oyuncak konusunda oldukça başarılı bir performans göstermiştik. Hediye konusunu da tüm yakın aile ve arkadaşlara hediye alımı yerine isteyen oyuncak yapabilir önerisi kontrol altında tutabilmiştik.

Ancak gördüm ki, biz asıl Mira büyüdükçe kontrolden çıkmışız. bizzat kendisi marketlerde-kitapçılarda tam da göz hizasına talep etmesi için konulan ürünleri talep eder oldu. O an ikna edip almama yolunu izlesek de, o bunu şaşılacak şekilde unutmayarak, talebini alabilme potansiyeli olan bir başkasına iletiyor. Ve çoğu zaman 2 yaşındaki veletin fendi, bizi yeniyor.

Şimdi senden ve Evren'den ilhamla; sen tail yaptın geldin oyuncakları da tatile gönderelim diye bir ikna dönemi başlattım. Bir süreliğine tüm oyuncaklarını ortadan kaldıracağım. Sonrasında, plastik olanlar hep tatilde kalmaya devam edecek :)

burada geçen sene bende plastik kullanımı üzerine bir şeyler yazmıştım. linkini bırakayım. Story of Stuff diye bir belgesel vardı, yazıya onu da eklemiştim. izlemeyenlere tavsiye ederim.
http://www.miracik.com/index.php/2009/08/posetlenmemis-olsun/

Seda said...

Evren, bu konu ustune dun dusunuyordum. Sila'nin dogumgunu partisini yaptik ve tabii ki plastik oyuncaklar geldi hediye olarak. Geri verebildigimi verecegim, ama kalanlar nolucak diye dusunuyordum.

Bu aksam hediye/oyuncak ayiklamasi yapmayi planliyorum. Simdi yazdiklarini okuyunca daha ciddi birseyler yapmam gerektigine karar verdim. Bakalim bizden sinsi sinsi yerine almis ne kadar plastik cikacak.


Mutfaktan plastigi ben de cikardim, birkac istisna disinda.Bu arada Acalya, yc plastige mutfakta alternatip metal ayni zamanda. Suzgecler, hazirlama kaplari, cam ya da metal olabilir. Ben onlara yoneldim elimden geldigince.Bir de ben de CA'dayim ama guneyinde. Burada bisiklet ya da hybrid araclari tercih etmek cok zor. Ekmek almak icin arabaya binmemiz gerekiyor.


Tesekurler hatirlattigin icin boyle onemli bir konuyu!

Evren said...

ycurl,
Kağıt olayı bizde de çok büyük sıkıntı yaratıyor. Hele o reklamlar!!! T. bir ara araştırmıştı epey, onlardan kurtulmanın yolunu ama bulamamıştı çaresini. Direkt geri dönüşüme. Diğer yazıya da yazdım ama buraya da yazayım, pilleri de rechargeable alıyoruz. Oyuncak içinde falan gelmişse de yine geri dönüşüme ama yazık yani. Dediğin gibi o kadar çok şey var ki geri dönüşümü olmayan, en iyisi reuse - recycle olmayanları kullanmamak aslında :)

ElfAna,
İyi olmuş çıkarmanız. Bu McDonalds ve BurgerKing oyuncaklarına baktım ama çok güvenilir bir bilgiye ulaşamadım. Kendileri çok güvenli olduğunu söylüyor, Çin'den gelen oyuncakları test ettikleri labaratuvarları varmış. Hoş, Amerika için olanları güvenli olsa bile diğer yerlere pek güvenilmeyebilir (pi and ci'de çalışan bir arkadaşım, Avrupa'dakilerden farklı olarak A.r.iel'in Türkiye'de sattığı deterjanlarda zararlı kimyasallar olduğundan bahsetmişti). Ayrıca niye çocuğu oralara götürüyorsun yav, biz burda ilk geldiğimiz sene 1 kere Burger King'e gittik bir daha da tövbe ettik, McDonalds'a ayak basmadık. Mis gibi döner var diyeceğim, beni döveceksin, onun içinde ne olduğu belli mi diye ama ne bileyim buralardan iyidir herhalde :P Bu arada gittim geldim ve bir önceki cümlenin aynısını lise 1'de McDonaldsa dayandığım sene annemin bana söylemiş olduğunu hatırladım :P

ycurl ve Acalya,
Cevaplarınız için çok teşekkürler!

Banu,
Hediye işini çok iyi yapmışsınız. Yalnız tabii, bundan sonra Mira gibi bir çocuğunuz olduğu için 5 kat fazla düşünmeniz icabediyor :)) Tatil fikri çok güzelmiş :) Sen de Evren gibi bir kısmını Patagonya'ya yerleşmeye göndereceksin sanırım ;) Şimdi videoyu izledim ve resmen yüreğim sıkıştı. Herkesin izlemesi lazım. Bir sonraki yazıya ben de koyacağım izninle. Bu arada sitelerinde pek çok dilde altyazı olduğunu gördüm, İngilizce, Almanca, hatta Arapça bile (niye aşağılıyorsam!) var. Türkçe olmaması kötü ama hiç yoktan iyidir. Teşekkürler paylaştığın için. Blog yazın da çok iyiymiş bu arada, ben henüz blog olayına yeni yeni başladığım zamanlar olduğu için kaçırmışım.

Seda,
Kaygını anlıyorum, o kadar uğraştın plastik oyuncak vermeyeyim çocuklara diye ama çoğu bazı insanlar bu konuda duyarlılık göstermiyor. Alternatif bulmak da kolay değil tabii. Sana kolay gelsin çok, ben 2 gün topladım hala da topluyorum! Cam ve metal alternatifleri biz de kullanıyoruz. Amerika'da bazı şehirlerde araba kullanmamak çok zor. Alışveriş için çok uzaklara gitmeniz gerekebiliyor, toplu taşıma da Türkiye gibi değil, örneğin otobüs burda Pazar günleri çalışmıyor, hafta içi yarım saatte ya da saatte bir oluyor. Hybrid araç konusunu ise hiç bilmiyorum. Neden zor acaba?

Evren said...

Bahar merhaba,
Öncelikle hoşgeldin! Çok teşekkürler. Dediğin durumların yaşandığı şehir sayısı çoktur eminim. Sanrım siz büyük şehirdesiniz. Bizim yaşadığımız yer bir üniversite kasabası ve burda da pek çok insan araba kullanıyor ama okula bisikletle gidip gelenlerin sayısı da az değil. Hatta bazen bisiklet parkları bile doluyor :)) İnsanların kağıt torba veya bez çantayı tercih etmemeleri çok acı. Bizim şehirde yasak değil ama bazı marketler kaldırdı plastik torbayı, biz onlardan alışveriş yapıyoruz ;) Sana oldu mu bilmiyorum ama ben ilk geldiğimde marketlerin boyutları çok korkutucu gelmişti, bir süre içeri girmek istemedim. Sonra başka yerler keşfettik, belki orada da vardır, organik gıdalar satan lokal marketler. Tavsiye ederim, hem ülke özlemini de giderirsin (boyut konusunda :)

Acalya,
Tammo'ya selamlar! Bizim kasabada bile üniversite sınırlarının 5 mil ötesine geçince hayat bambaşka olabiliyor. Keşke şu arabalardan tamamen kurtulabilsek biz de.

Elif Ada,
Tabii ki link verebilirsin, sevinirim. Belki bir sonraki yazı daha bile faydalı olur. Sizin de böyle bir yaşamı desteklediğinizi duymak çok sevindirici. Öpüyorum ikinizi de...

Ivır Zıvırcı,
Ne güzel yapmışsınız. Bu fazladan alınan plastik torbaları gerçekten çok bunaltıcı. Türkiye'de geri dönüşüm işi yapan birkaç yer var ancak sayısı yeterli değil tabii ki. Umarım kısa sürede yaygınlaşır.

Eylem,
Çok teşekkürler! Evet doğru söylüyorsun, doğal yaşamdan uzaklaştıkça herşeyin içinden bir şey çıkıyor durmadan.

Burcu,
Bu konuda basakcelik'in çalıştığı şirketi biliyorum Türkiye'de, bir sonraki yazıya ekledim. Onun dışında öğrenirsem haber veririm

Fusfus,
Çok teşekkürler! Zihinsel pişti olmuşuz seninle. Bir deEvren'in oyuncaksız anaokulları ile ilgili yazısında (http://basitbiryasam.blogspot.com/2010/08/oyuncaksiz-anaokullari-ve-patagonya.html) yazdığı bir şey vardı, "duyusal fazlalık" diye, cidden çok fazla uyaran var hayatlarında ve dolayısıyla bizim hayatımızda. Bu arada o fotoğraflar salondan, odasında 1-2 tane tüylü oyuncak ve kitap var yalnızca. Bu arada %100 çözünen çöp torbalarını ben bilmiyordum, iyi hatırlattın, ben de bakayım.

evren said...

Evren, o listeyi merakla bekliyorum. Eylül ayinda yeni bir plastikten kurtulma atilimi planliyorum. Beyin olarak hazirlanirken cok isime yarayacak, eminim :)

YesiM said...

Evren, cok dusundurucu bir yazi olmus, ellerine saglik. Yazini okuduktan sonra ben de daha secici olmaya ve evde bir ayiklama yapmaya karar verdim, tesekkurler paylastigin icin.

Yasemin Aktuğ said...

Bu bilgilendirici ve bol düşündürücü yazın için teşekkürler Evren. bende kolları sıvıyorum hemen

Berceste said...

Ayni karari biz de almistik, ne emzik verdim bizim kucumene, ne de dis kasiyici, bastan cok dikkatli gidiyorduk ama yok kacari, yok alternatifi durumuna geldik bir sure sonra! Oyuncaklari icine koydugum sepet bile(su kirli sepeti diye kullanilan Ikea zimbirtilarindan) polimer maddeden yapilma.

Niye kacari yok durumuna gelmemizin sebebi de, kup oyuncaklarda plastikten kactik, ici sungerlilerde o da polimer zimbirti dedik, gittik pasa pasa tahta aldik oh mis seklinde... Bocurt gitti o tahta kuplerle butun esyalarda oyuklar olusturdu. Cikarttigi sese ha ha ha diyerek. Kafayi gozu yarmadan kaldirdik! Hatta yakinlarda tahta bulmacalardan aldik. Hani tutacak yeri olup da agaci, kusu, bocegi yerlestirebildiklerinden... Yuksek okulu ahsap uzerine okuyan bir misafir agabeyi geldi eve kucumenin... E dedi siz tahta diye bunu almissiniz guzel de, ya tutkali, ne tutkali dedik, bu s1k1st1ilmis agac yongasindan yapiliyor ve sagliga zararli maddeler kullaniliyor! Dedik gene tus olduk! Mama sandalyesi aradim Turkiye'de ahsabini bulamadim o donem, simdi gelmis ama biz almak zorunda kaldik, kacti gemi ki sizin de mama sandalyenizin gene ayni tarz oldugunu gordum eski yazilardan! Bebek alsaniz, yuzu, kolu, bacaklari(kumas degilse, kumassa da sentetik kumas degilse), o kadar cok sey var ki akla bile gelemeyecek :((( Kacabildigimiz kadar ben de varim, ama temizleyin, bakin, ne kadar ugrassaniz da gene dolacaklar eve, istilaci bunlar! Toptan oyuncak firmalarina, ureticilere bu konuda baski yapilmadikca, yiyecekte Food Inc'de yapilanlar gibi, bunlar da sagligimizla oynaya oynaya hasta edecek bizi, Allah korusun kucumenlerimizi :(((( Bastan birseyler yapmak lazim!

Evren said...

Berceste,
Ben de ayni sebeple ahsap oyuncak aliyordum, tutkal konusunu bilmiyordum... daha neler ogrenecegiz bakalim... Mama sandalyesi benim de ne zamandır canım sıkıyor hiç sorma. Şimdilik çözümü boyunu yükseltip bizim masaya yaklaştırarak bulduk, oturduğu yer plastik, oraya da kıyafetleriyle oturuyor ama görüntüsü bile can sıkıcı gelmeye başladı şu plastiğin. Dediğin doğru acayip istilacı bunlar! Ve evet kesinlikle çok daha büyük baskılar yapmak, harekete geçmek gerekiyor!