November 10, 2010

Şeylerin Hikayesi (Story of Stuff, Türkçe)

Sistemin işleyişini anlatmak için kullanılan bir iğne anektodu vardı, nerede okumuştum hatırlayamadım, ben de kendim, yeniden yazayım dedim.

İnsanların bir noktada iğneye ihtiyaçları oluyor. Endüstriyel sistem gereği hemen iğne fabrikaları açılıyor. Ve herkes iğne ihtiyacını karşılıyor. Ancak olay burada bitmiyor. Satışların iyi gittiğini gören diğer yatırımcılar da iğne fabrikaları açıyorlar. Böylelikle elimizde, satın alabileceğimiz miktardan çok daha fazla iğne oluyor. Şimdi ne olacak? Bu fabrikalar-mağazalar dolusu fazladan iğneleri ne yapacağız? Kendinize batırın demiş atalarımız ama... Şaka bir yana, bu konuda sistemin ürettiği belli politikalar var:
  1. İndirim yapıp insanların ileride kullanmaları için fazladan iğne almaları sağlanabilir. 
  2. İğneleri çabuk kırılabilecek cinste veya kullan-at olarak üretip tüketicilerin hemen ve sürekli olarak yeni bir iğne almaları sağlanabilir. 
  3. Medya devreye sokulur ve insanların kendilerini 'farklı/özel' hissetmek için bu iğneye ihtiyaç duyduğu yanılsaması yaratılır; reklamlar ve diğer yollarla gözlerine sokulur.  
Ancak, örneğin, ilk durumda iğne, değerinden daha düşük bir fiyata satılacağı için, bu durumun yol açtığı maaliyetlerin karşılanması gerekir. Bunun için farklı yollar izlenebilir, mesela işçi çıkarılabilir, ya da sigorta giderlerinden feragat edilir, ya da en iyisi maliyetler dışsallaştırılır! Kendi doğal kaynaklarını kullanmayanlarınki özenle bertaraf edilip nüfusuna yetemeyenlerin ülkesinde fabrika açılıp ucuza işçi çalıştırılır. Böylelikle, aldığımız bir eşyanın her bir parçası bir yerden gelerek bazen yüzbinlerce kilometre yol kateder, harcanılan yakıtla atmosferi zehirler ve dünyanın ömründen çalar!!!

Bu ve bunun gibi 'şeylerin hikayesi'ni anlatmış Annie Leonard bundan 3 yıl önce. Story of Stuff belgeselinin bu Mart ayında kitabı da çıkmış ve nihayet Türkçe altyazılı videosu da :) Annie Leonard, 1988-2006 yılları arasında, Greenpeace, GAIA ve benzeri kuruluşlar için çalışmış ve 35 ülkede fabrikalarda, çöplüklerde, toksik merkezlerde incelemelerde bulunmuş, bu 'şeyler'den etkilenen topluluklardan insanlarla konuşmuş, ve bu konuda farkındalık yaratmak için çeşitli çalışmalar yürütmüş bir çevre aktivisti. Eğer hala izlemediyseniz mutlaka 20 dakikanızı ayırıp onun bunca yıl uğraşıp emek harcadığı bu inanılmaz belgeseli izlemeye çalışın.

Bu belgesel pek çok ülkede, ilkokullardan master sınıflarına kadar çeşitli yerlerde gösterilmiş. Hatta sitede destekleyici eğitim materyalleri de mevcut. Neyse ben fazla lafa tutmadan, sizi belgeselle başbaşa bırakayım... Sonra konuşuruz yine :)








Annie Leonard'ın hazırladığı diğer belgeseller:
Story of Cap & Trade
Story of Bottled Water
Story of Cosmetics
Story of Electronics

Bir de Mira'nın bahçesinde yazmıştı Banu bu konuyla ilgili; hem bilgilendirici, hem de önemli bağlantılar taşıyan bir yazı, ona da mutlaka bakılmalı.


Güncelleme: Işıl ve Fethiye sayesinde toplu iğne anektodunu nerede okuduğumu buldum: Yıldırım Türker'in Radikal'de yazdığı Tembelliğe Övgü yazısında. Işıl, bu anektodun ilk olarak kim tarafından kullanıldığını yazmış. Çok şaşırdım, çünkü bu örnek Adam Smith tarafından Wealth of Nations kitabında  endüstriyel devrim öncesi yazılmış. Evet öncesinde. "Ardından da Marx Kapital'i yazmış ki amacı Adam Smith'in bunu ne kadar doğal bir süreçmiş gibi anlatmasını eleştirmekmiş". Bu bilgiler için Işıl'a ve okuduğum yeri bulmamı sağladığı için Fethiye'ye çok teşekür ederim! 

12 comments:

senem said...

Evren, bu videoyu izlemeyi uzun zamandır istiyordum. Az sonra derse gitmek zorunda olmam ne şanssızlık :( Neyse, artık izledikten sonra bir daha yorum yazarım :))

Nasıl oldunuz bu arada? T. döndü mü?
Asayiş berkemal mi? :))

banu said...

Paylaştığın için teşekkürler Evren... Türkçeleştirildiğini görmemiştim. Ben de ingilizcesini paylaşmıştım bir zaman önce... - o videoları değiştireyim bir... -
İzlediğimden beri farkında bile olmadan gereksiz aldığım onlarca şeyden utanır, artık her aldığımı iki kere düşünür, dayanıklı eşya olması gereken termosifonumun 4 yılda bir deliniyor-tamir edilemiyor-çöpe atılıyor olmasına ise delirir oldum.

Pino said...

Evlendigimizden beri ayni esyalari kullaniyor olmamizdan dolayi kendimizle gurur duydum:)))

Sittirella said...

İzledim Evren.
Yetmedi, Lehçe'sini YouTube'dan bulup eşime izlettiriyorum (şu anda 2. bölüme başlıyor, gıkı çıkmıyor)
Teşekkür ederim, cidden çok teşekkür ederim.
Daha öğrenicelecek çok şey, katedilecek çok yol var.
Kolay gelsin bizlere, işimiz pek kolay görünmüyor.
KuzuSU'ya öpücükler :)

Gulcin said...

Videolari biraraya getirip paylastigin icin cok tesekkurler Evren!

Ilk gordugum gunden beri ara ara bu videolari izliyorum unutmayayim dikkatli olmazsam nelere ortak oldugumu hep hatirlayayim diye. Simdi hepsini bir arada bulabilecegim bir adres daha var.

Cok tesekkurler!

fethiye said...

Universite yillarinda okudugum, Bertrand Russell'in "In Praise of Idleness" kitabini hatirlatti. Orada da camasir mandali fabrikalari ornegi verilmisti yanilmiyorsam.

birdamlacıkyağmur said...

Yine süper bir iş çıkardın Evren
Teşekkür ederiz

Red Riding Hood said...

Evren'cim, Ycurl'un bloğundaki Oyuncak postuna yaptığın yorum için bende seni tebrik ederim.Ne güzel anlatmışsın özetlemişsin.Bizler oyuncağa karşı değiliz.Sadece bu işin suyunu çıkarıp atmayalım diyorum. Minişimi seviver annesi.
Sevgiler

Anonymous said...

Adam Smith Wealth of Nations'a bu igne orenigyle baslar, toplumda is bolumunu ve sermaye birikimini anlatmak icin, ama fark onun bu hikayeyi endustriyel devrim oncesi yazmis olmasi. Ardindan da Marx zaten Kapital'i yazar ki tum amaci Adam Smith'in bunu ne kadar dogal bir surecmis gibi anlatmasini elestirmektir. Commodity fetitshism dedigimiz sey tam da bu 'esya'larin hikayesini unutmamiz aslinda.
Isil.

Evren said...

birdamlacikyagmur,
Cok tesekkurler, sagolasin! Sizin guzel fotograflariniza bakiyordum, almis basimi goturmus, o yuzden de kaynamis bu yorum, pardon :)

Kon-Tiki (Ashley) said...

Evren abla, sen olduğunu düünüp gidip başka bir Evren ablaya yorum bırakmışım :D Sana teşekkür ettim yorumumda bana gelip hep güzel yorumlar bıraktığın ve mesela sonra yapılan yorumların üstüne tekrar gelip yorum bıraktığın için .Ama yanlış Evren'e gitmişim:).Şimdi tekrar söyleyeyim yorumlarında sen kalitelisiniz.Su'yu seviver ( öpme çünkü çocukları tanımayan kişiler sanaldan da öpse kıl oluyorum ) ;) Bye

Evren said...

KonTiki,
Cancanim, sagolasin! Kendine iyi bak! Yani kendi icine, dusuncelerine, orada cok guzel seyler var cunku :) Sevgilerimle...