January 2, 2012

Soğuk insanı hasta eder mi?

Bizim gibi çok soğuk bir yerde yaşıyorsanız, her çıktığınızda kar, dolu vs. ile karşılaşıyorsanız başlangıçta bu olağan doğa olayları sizi heyecanlara gark etse de, bir süre sonra "a yeter ama" deyip dellenmenize sebep olabilir. Ama aslında soğuk, halk arasında "üşütme"olarak bilinen, amerikancası "cold" olan ve viral yollarla geçen nezle, grip gibi hastalıklara sebep olmuyormuş. Şu yazıda diyor ki "bilakis, soğukta insanlarla yakın temas içerisinde kapalı ortamda oturmak ve virüslerin kolayca yayılmasına sebep olan kuru havaya maruz kalmak esas bizi hasta edendir." O yüzden dışarı çıktığınızda burnunuz akıyorsa sevinin a dostlar. Çünkü virüsler nemli burunu pek sevmiyormuş. Burunun akması da bir nevi savunma mekanizmasıymış. Yalnızca ayakları sıcak tutmakta fayda varmış. Islak ayakla 20 dakika gezinmek direncinizi kırabiliyormuş. Boşuna dememişler yani "ayağını sıcak tut başını serin, bul kendine bir iş düşünme derin" diye. Ha bir de nem oranı önemliymiş, %35'in altına düştüğünde sıcaklık da 5 derecenin altındaysa bu virüs kardeşler güzelce yayılabiliyormuş. Bize yazın gelmemelerinin bir sebebi de D vitaminiymiş. D vitamini bizim bağışıklık sistemimizi güçlendiriyormuş. O da camlara tosladığında epey bir etkisini yitiriyor bildiğim kadarıyla. Yine en iyisi dışarı çıkmak yani.

Burada eyalet yasası gereği hava sıcaklığı 25 fahrenheit'ın, yani -3.8 santigratın altına düşmedikçe kreşlerde çocukların her gün dışarı çıkartılması zorunlu. O yüzden siz de ısrarla kreşinizden talep ediniz. Çünkü bakınız dışarıda oynamanın, kirlenmenin yararları neymiş:

1.  Toprakta doğal olarak bulunan bir çeşit bakteri ile temas etmek vücutta mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin salgısını artırıyormuş. (Lüks bir otele gidip çamur banyosu ve spa yapmak geçerli değil diyorlar :)

2. Yine dışarıda doğal olarak bulunan bu çeşitli bakterilere ve mikroplara maruz kalmak vücudun savunma sistemini güçlendiriyormuş. Ve hatta vücudun kendi hücrelerini tanımamasından kaynaklanan egzama, astım gibi hastalıklar için de iyiymiş kirlenmek. (Evde kirlenmenin, mesela dökerek yemek yemelerinin de yararları var, özellikle anne-baba için; sağlam egzersiz oluyor, eğil-kalk, yemekleri havada uçarken yakalamaya çalış, ben diyeyim 200, siz deyin 300 kalori gidiyor farketmeden.)

3. Dışarıda oynayamak yerine tercih edilen teknoloji, dikkat eksikliği, depresyon ve obezite ile ilişkilendiriliyormuş. (Ha bir de benden söylemesi çocukların gerçeklikle kurduğu ilişkiyi bozabiliyor. Bizimki 2 yaşındayken kısa bir süre için dokunmatik ekranlı bir cihaz kullanmasının akabinde yoldan geçen arabaları parmağıyla sürükleyebildiğini düşünüyordu :) O yüzden, ekrana değil hayata dokunalım diyerek aleti sattık ama aradan bir yıl geçmesine rağmen, halen gördüğü ekranları taciz etmeye devam ediyor sıpa.)

4. Dışarıda oynayan çocuklar daha çok gülüyorlarmış. Kan basınçları ve stres seviyeleri düşük oluyormuş.

5. Ve de birtakım karakter özellikleri gelişiyormuş: daha maceracı, iç motivasyonu daha yüksek ve riski daha iyi anlayıp değerlendirebilen bireyler oluyorlarmış.

O yüzden soğuk moğuk demeyip salmalı bahçeye çocukları. Ama hangi bahçeye? Güzel soru tabii. Bir cevabım var :) Mesela, verdiğimiz vergiler bize (arabalarımızla dünyayı daha çok kirletmek için yapılan) yol, (doğal kaynakları tüketerek veya nükleer enerji kullanılarak üretilen) elektrik, (derelerin HES'lerle katledilmesi sonucu üretilen) su ve (insafsız teknolojilerle her gün daha çok insanın öldürüldüğü) savaş olarak geri dönmese de, toplu taşıma araçlarının kullanılabileceği demiryolu, ray sistemi, çocukların oynayabileceği bahçeler olarak geri dönse? Olmaz mı? Ne güzel olur!

24 comments:

ycurl said...

Evet soguk usutmez hatta yararlidir :) Iceride kaloriferli, havalandirmali yerlerde yasayip calismak daha zararli. Evren senden bir de hijyen hipotezi aklinda bir yazi bekliyorum ;)

yeliz said...

bence de. her ne kadar geyik yapsam da ""kötü hava yoktur kötü kıyafet vardır" diyen tek kurum sahibine teslim ettim arcayı. o ds zaten almanyada yetişmiş. çıkarıyorlarmış ama eminim başka anneler bıkbık yapıyordur. Ben 10 dakika yürüyerek okula gitmesini bile kar sayıyorum:) hem egzersiz hem oksijen.

mehtapgcesur said...

evren! ellerine sağlık! yine şahane bir yazı olmuş :) demek seratonin ha? bunu değerlendirmeli o zaman acilen :)

Sittirella said...

Bir gün, evimiz olursa, bahçeli olsun :)
Yalınayak bahçesinde dolaşabileceğimiz, çamaşırlarımızı güneşe teslim edeceğimiz.
Devletin çocukların oynayabileceği bahçeler yapmasını daha çok bekleriz.
Doymak-dolmak bilmez boş cepleri varken, bizim çocuklarımızın sağlığını mı düşünecekler?
Güzel düşünce... ama hayal.
Olsa da, göstermelik bir kaç kaydıraklı-salıncaklı mini parktan öteye gitmez işte :/

ÇokBilmiş said...

Ben bebeğimle tek başıma dışarı çıkabilmeye cesaret ettiğim (sezeryan ameliyatım vardı ve bebeğimi de pusetini de taşımakta zorluk çekiyordum ilk zamanalr) ilk günlerden itibaren her gün dışarı çıkartıyorum ve özellikle çamurda oynamasını teşvik ediyorum.
28 aydır hiçbir ilaç kullanmadı. Ayrıca karakter olarak huysuz olmasına rağmen herkes onu melek bebek zannediyor. Son derece sakin ve uyumlu.
Toprağın iyileştirici gücüne inanıyorum ve bügunlerde büyük şehri terk etme kararı aldım. EN azından bir süre için doğanın içinde ruhumu sağaltmaya ihtiyacım var.
Umarım bir gün büyük şehirlerde de bu imkanı bulabilir, toprakla haşır neşir olan bir hayat sürebiliriz.

Cincüce Banu said...

Ben hep çingenelerin o elma gibi yanaklı, tombik bebelerine özenmişimdir. Üstelik yaz kış demez, ylın ayaklarla dolaşır ortalıkta o bebeler. "Aman yapmayalım!" dediğimiz ne varsa yapalır o çocuklara. Hepsi de turp gibidir maşallah. Biz doğadan ne zaman koptuk? Niye koptuk? Anlamıyorum, anlamıyorum...

Deli Anne said...

Moskova'da -35 dereceye kadar dışarı çıkartıyorlardı henüz kreşlerde.. Onlar için olmazsa olmaz birşeydi bu. Çocuk bebeklikten itibaren günde en az bir kez dışarıya çıkartılırdı.

Hatırlıyorum, mesela bir kadın, işten gelirdi, vazife gibi çocuğu pusete koyar, en az bir saat kar da yağsa tipi de kopsa çocuğu dışarda tutardı illa ki.. Kesinlikle çok mantıklı ve gerekli buluyorum ben de. Bizdeyse tam tersi hava soğuk çıkarma denir..

saricizmeli said...

benim çocuklarım doğalı beri uyurken üstlerini örttürmüyor. ben derin uykularında örtsem uyanıyorlar. UE de ikna oldum ama kızda ya üşürse diye hep örtme çabalarım sürüyor, ama uyanıp beni pes ettiriyor genelde. sanırım bir çok davranışı öğreniyoruz. bizim kültürümüzde dışarı çıkmamak olunca çocuk dışarı çıkınca yamuluyor. bu arada izlediğim bir belgeselde soğuk hasta eder mi işleniyordu. soğuk nedeniyle burun kılcallarımız büzüştüğünden yeterince kan gidemiyor ve o yolla giren mikropları etkili öldüremiyormuşuz. Belki burun akmasıyla bu telafi oluyordur.

firarperest said...

Can epeydir hasta ama biz bütün öğleden sonrayı dışarda geçirdik. Ben soğuk havayı geçtim. Bugün o kadar güzel bir hava vardı ki Adana'da ama parkta bir tane bile çocuk yoktu Can'dan başka. Muhtemelen yerler su ve çamur diyedir. Şaşılacak şey doğrusu.

Evren said...

ycurl,
Evet öyleymiş. Tabii yine de uygun kıyafetle çıkmakta yarar var :) Hijyen hipotezi, hımm evet bu konuda da yazmalıyım, iyi hatırlattın :)

yeliz,
O laf çok iyiymiş. Ben de sürekli kullanır oldum, her şeye uyarlıyorum :) Yürümek benim de en çok sevdiğim şey.

cesur,
Çok teşekkürler! Evet serotonin :) Senin dilediğin gibi bir dünyada herkeste bol bol salgılanacak. Tüm insanlar mutlu mesut yaşayıp gidecekler :)

Sittirella,
Ah evet ya. Olsun tabii olsun. Ne güzel olur! Onlardan hayır geleceği yok dediğin gibi...

ÇokBilmiş,
Ah ya, o hayalim benim de var. Mutlaka toprağa değmeliyiz dediğin gibi...

Banu,
Hakikaten onlar turp gibidir ve onca yoksulluğa rağmen hayatla dalgalarını geçip bir güzel de eğlenirler. Bu kopuş benim de çok canımı sıkıyor...

Deli Anne,
-35 epey iddialı bir rakammış :) Ama katılıyorum ben de uygun bir kıyafetle mutlaka her gün dışarı çıkmalı.

Sarıçizmeli,
Bu üst açma bizde de aynı. Ben de bıraktım artık. Atlet de giymiyor, çorap-terlik de. Henüz başına bir şey gelmedi. Nasıl alıştırırsan öyle gidiyor sanırım. İnsanlar ne şartlarda yaşıyor. Bense 35 yaşında yeni bıraktım atlet giymeyi. Üstelik çocukluğum İzmir'de geçti :P O kılcal damarların soğukta genişleyip daha çok mukus ürettiklerini okumuştum ben de. Çok hatırlamıyorum ama sanırım nedeni solunan havayı ısıtmaktı. Her nedense sanırım vücut işini biliyor, önlemini alıyor. Bu arada soğuk yüzünden akan o burunun sıvısı şeffaf oluyor, kreşten kaptıkları hastalıklarda olduğu gibi koyu sarı değil :P

Firarperest,
Çok geçmiş olsun! Kreşe yeni başladıysa çok normal. Hele bir de kapalı ortamda kalıyorsa sürekli, birbirlerine bulaştırıp duruyorlar. Ama bağışıklık sistemleri de acayip gelişiyor, ikinci seneye hiçbir şeyleri kalmıyor. Bu arada ne güzel, günlük güneşlik havalar yaşıyorsunuz, sefanız olsun :)

Selen said...

Soguk benim uzmanlik alanimin disinda yorum yapamayacagim. Ama sicak hasta yapar :)

hindiba said...

Her cümlesine katildigim ve üzerine diyecek söz bulamadigim icin +1 tusuna bastim gitti :)

nil said...

bilgilendim,bilgilerim tazelendi ve güldüm :) teşekkür ederim:)

Fatoş said...

Ben çok üşüyen biri olduğum için fazla dışarda kalmayı beceremiyorum maalesef. Ne yazık ki oğlumda sadece arabaya kadar yürüyor. Yani günde 5 dakika :-( Hele bu hava da parka götürmek, bırrrr. Gerçi zaman da yok artık. Ama isterdim bu söylediklerini yapabilmeyi. Yakında yeni eve taşınacağız ve önünde parkı olacak. Belki o zaman bu açığı kapatabiliriz.
Ha bizim ki de üzerini örtmüyor. Ama sabaha karşı bacaklarının üşüdüğünü görünce huzursuz olmadan edemiyorum :-(

Okay said...

Türkiye'deki anne babalara en zor anlatılabilecek konu "soğuk hasta etmez" Anlatabilirsiniz ama ikna edemeyeceğiniz kesin.Kreşlerse içler acısı havalar güzel olduğunda bile çoğu kreşteki çocuklar dışarıyı göremiyorki soğukta mı görecekler.Çocuklarımızın dışarıya çıkmaya hakları var, lütfen dışarda zaman geçirmeye önem verelim.

Selcen said...

yaa ben de hep bu felsefeyi savunuyordum. Hatta geçen sene sürekli balkona çıkarıp çamurla oynattım Beray'ı şimdi 25 aylık ve kreşe gidiyor. Kış başladı başlayalı sürekli hasta :(( Tamam kreşten kaynaklı biliyorum ama artık herşeyden tırsmaya başladım valla. Israrla bahçenizden dolayı sizi seçtim hergün dışarı çıkarın diyorum tamam diyorlar diğer veliler istemiyor diyorlar. Ama Beray sürekli hasta olduğundan hergün çıkarmaya cesaret edemiyorlar sanırım :((

Evren said...

Selen,
Ben sicagi cok ozluyorum :) Ne sanslisiniz! Gunesiniz bol olsun :)

Evren,
:) //Evren :)

Nil,
Rica ederim efenim :) Tadini cikarin Izmir'in, ozluyoruz cok...

Fatos,
Ben de sicagi seviyorum. Ama insan her tur iklim kosullarina alisabiliyor. Iyi giyinip deneyebilirsiniz :) Pisman olmayacaginizi garanti ederim :)

Okay,
Evet maalesef, bu konuyu anlatmak cok guc. Cocuga yazin bile atlet giydirmeye calisiyorlar. Biz yapmadigimizda da sokakta hic tanimadigimiz insanlar tarafindan suclaniyoruz! Kotu anne-baba cocugunu usutuyor durumuna dusuyoruz. Burada eyalet yasasi ama cocuklarin disariya cikarilmasi mecburi. Turkiye'de de olmali, dedigin gibi onlarin hakki bu.

Selcen,
Hastaliklar kesinlikle kresten kaynaklaniyor. Hele bir de kaloriferli kapali ortamda, kuru havada butun gun bir arada duruyorlarsa birbirlerine gecirmeleri cok daha kolay oluyor. Kres hastaliklari ikinci sene cok azaliyor. O yuzden hic tirsma. Ustelik bunyeleri gucleniyor cidden. Bu sene T.Su yeni bir krese basladi. T.Su disindaki tum cocuklarin ilk yiliydi. Bu kis hepsi hasta gezerken T.Su turp gibiydi. Hastaliklarin soguk havayla ilgisi yok yani. Icin ferah olsun! Sevgiler :)

Bezen Hindistan said...

Evet soguktan hasta olunmuyor ama bunu gel de annelere anlat. Birak disari cikarmayi atlet giydirmiyorum, sutu dolaptan cikarip veriyorum, kisin popsicle, dondurma yediriyorum diye yemedigim laf yok annelerden. Laranin doktoru soguktan hasta olunmayacagini teyid etti bizimkilere icleri rahatlasin diye ama annem adamin diplomasini elinden alacak imkani olsa:)) Sizin yuvalar pek guzelmis, NJ'de oyle bir yasa yok ne yazik ki ve 40 kusur derecede bile disari cikarmiyorlar bizimkileri:((
sevgiler

Evren said...

Bezen,
Çok güldüm :)) NJ'de çıkarmamalarına şaşırdım. Burada eyalet yasası imiş.

Elif said...

Ege'nin ateşli olduğu günlerde bile hemen kendimizi dışarı atarız. Dışarıya çıkmak gerçekten çok iyi geliyor. Ama insanlar kışın nedense çocuklarını evde haps etmeyi seviyorlar.

Lunapark Queen said...

Hmmm şaşırdım her kış bolca grip olan hep suçu soğuğa atmıştım oysa :)Ben de seni bloguma beklerim, güzel yorumlarını da beklerimmm :)

http://lunaparkqueen.blogspot.com

füsfüs said...

aaa benim burnum dışarı çıkar çıkmaz akmaya başlar soğukta, süpermiş. demek ondan çok az nezle grip oluyorum ben:)))

bir de kreş konusunda aahhh ahh diyorum, bu bahçe işi zor mu geliyor nedir, kışın tıkıyorlar çocukları mikrop dolu küçücük sınıflara, yarı yarıya hep hasta yavrular sınıflarda

bekar anne said...

soğuk hasta etseydi, daha iki gün öncesine kadar gündüz 18 dereceden aşağı inmeyen sıcaklıktaki Antalya'da kimsenin hasta olmaması gerekirdi. Tersine tüm halkı kırıp geçiriyor grip, nezle burada.
kızımın kreşinde bu havaya rağmen çocukları bahçeye çıkarmıyorlar, bunun en önemli sebebi de ailelerin tepkisi. kreşe giden çocuklarda hasta olma riski yüksek olunca, çocuk her hastalandığında hımmm bu havada bahçeye çıkardınız da ondan oldu tepkilerini çok alıyorlar. Bırakın kreş yönetimini, velilerle uğraşmak daha zor.
Ben yine de bu yazını ve simplemom yazılarını kopyalayıp göndereceğim. sakıncası yok değil mi :)
kah güldüm, kah düşündüm yine. eline, emeğine sağlık :)

Evren said...

Elif,
En iyisini yapiyorsunuz. Soguk bazi mikroplari olduruyor bile. Ve acik havada yapilan yuruyus hem mutluluk hormonu salgilanmasini artiriyor hem de bunyeyi guclendiriyor. Yani basa doneyim: en iyisini yapiyorsunuz :)

Lunarpark Queen,
Suclu soguk degil gercekten, suclu sogukta iceri hapsolup daracik yerlerde butun gun bir arada oturmak.

Fusfus,
Evet aynen dedigin gibi, kucucuk siniflarda surekli birbirlerine geciriyorlar mikroplari. Ve butun kisi hasta geciriyor cocuklar. Sen burun isi biliyormus bu arada :)

Bekar anne,
Evet yav, boyle sacma bir gorus var tr.de. Hakikaten velilerle ugrasmak iskence. Burada gorsen insanlar hava 15 dereceye ciktigi zaman hemen parmak arasi terliklerini ve t-shirtlerini giyip dolasiyorlar. Ve kar-yagmur demeden surekli kosuyorlar disarlarda. Ayrica, istedigin gibi paylasabilirsin tabii ama simplemom yazisini hatirlamiyorum. Ve fakat sen yazinca guzel bir yazi konusu cagristi kafamda :) Tesekkurler!