May 16, 2012

Maurice Sendak

Maurice Sendak'ı kaybetmemizin üzerinden bir hafta geçti. Çok farklı bir yazar ve illustratördü kendisi. Çocuk kitaplarının, örnek davranışları konu ederek çocukları 'eğitmek' üzere yazıldığı bir dönemde Where the Wild Things Are kitabı ile bir ilke imza atıp gerçekten bir çocuk gibi davranan Max'in hikayesini ve hayallerini çizdi. Aslında gayet klasik bir temayı işlemişti: "çocukların, yetişkinlerin dünyasıyla başedemeyip ya da onlara tepki duyup kendi dünyalarına kaçmaları." Alice Harikalar Diyarında, Pan'ın Labirenti, Koralin ve daha nice örnekleri olan bir tema. Ve belki de böylesine klasik ve evrensel bir tema olduğu için neredeyse 50 yıl boyunca bu kadar çok sevilmiş, bu kadar çok okunmuş bir kitap oldu "Where the Wild Things Are" (dünya çapında 200 milyondan fazla satmış, 15 dile çevrilmiş, ayrıca filmi ve operası yapılmış). Biz de 2 yıl önce tanıştık ve hala severek okuyoruz Sendak'ın bu kitabını.


Maurice Sendak, profesyonel hayatına aslında bir çizer olarak başlamış ama sonradan hem yazmış hem de çizmiş. Where the Wild Things Are kendisinin yazıp çizdiği bir kitap. Bu kitabın resim dizaynı da Sendak'ın kendisi gibi sıradışı. Max'in annesi ile diyaloglarında kullanılan boşluk, Max'in hayal dünyasına çıktığı yolculukta giderek azalıyor ve vahşi şeylerin yanına vardığında tamamen kayboluyor. Max'in hayal dünyasında, sayfalar tamamen resimle kaplanıyor, figürler groteskleşiyor. Kitabın sayfalarını çevirirken, gerçekten farklı bir dünyanın içerisine yolculuk yapıyormuşsunuz gibi oluyor.

Sendak'ın bir başka önemli eseri de In the Night Kitchen. Bu kitap da yine küçük bir çocuğun hayal dünyasını konu ediyor. Bu sefer yatağında yalnız başına uyumaya çalışan bir çocuk, aşağıdan gelen birtakım sesler duyuyor ve yatağından sarkarak sessiz olmaları için seslenirken bir anda düşmeye başlıyor ve kendisini "gece mutfağı"nda buluyor. Binalar, şişe, mikser, limon sıkacağı gibi mutfak malzemelerinden oluşuyor bu şehirde. Mickey'nin düştüğü yer de 3 tane aşçının sabah keki hazırladığı karıştırma kabı. Kabın içerisine düştüğünde, aşçılar Mickey'i de karıştırıp kekin içerisinde fırına atıyorlar. Sonra, Mickey'nin kurtulma macerası ve geri dönüşü anlatılıyor enfes çizimler eşliğinde.

In the Night Kitchen, Amerika Kütüphaneler Birliği (ALA) tarafından önce yayınlandığı yılın en iyi resimli kitabı olarak ödüllendirilmiş. Fakat sonradan bazı kütüphanelerde yasaklanmış. Sebebi de Mickey'nin süt şişesinin içerisine düştüğü sahnede çıplak resmedilmesi. Ama bazı şahs-ı muhterem kütüphaneciler 'dahiyane' fikirler üretmişler ve Mickey'nin pe.nisinin göründüğü yerlere bebek bezi çizerek sansürlemişler. Bakınız: Şekil X! Ve evet, burası Amerika Birleşik Devletleri, nam-ı diğer 'özgürlükler' ülkesi!

Kitabın hikayesinin yanında bu yapılanlar öyle sığ kalıyor ki, dellenmemek elde değil... Maurice Sendak, Amerika'da yaşamış ancak Polonyalı bir Yahudi olarak kökeni ve Polonya'da yaşayan geniş ailesi dolayısıyla soykırımdan etkilenmiş epeyce. Ve bu kitapta da bu konuya çokça gönderme yapmış. Örneğin, aşçıların Hitler bıyığı, çocuğun fırında pişirilmeye çalışılması bununla ilgili. Çocuğun pi.pisinin ise bu hikayede hiçbir rolü yok. Zaten bu kısma takılanlar da çocuklar değil, yetişkinler! Böylesine zengin dünyaları olan çocukların böyle bir şeyi dert edeceğini sanmıyorum. Ancak yetişkinler yüzünden dert ettikleri şeyler var maalesef, hem de ciddi şeyler.

Evet, her çocuk, maalesef, tatlı hayallere dalarak uyuyamıyor yatağında. Kimisi fırında pişirilmekten korkuyor, kimisi tacizden, kimisi nefret cinayetlerinden, kimisi tecavüzden... Ha bir de puşi korkusu eklenecek şimdi memleketim çocuklarına, hadi bakalım hayırlısı!

Neyse, kitaba dönecek olursak, Mickey kurtuluyor; hem de çok eğlenceli ve yaratıcı bir şekilde :) Darısı tüm çocukların başına! Kitabın Türkçe çevirisi yok sanırım ama animasyonunu izlemek isterseniz, YouTube'da bulabilirsiniz...

4 comments:

Nese said...

Daha once seyretmediysen, siddetle tavsiye ederim:
http://www.colbertnation.com/the-colbert-report-videos/406796/january-24-2012/grim-colberty-tales-with-maurice-sendak-pt--1

Stephen Colbert'in Maurice Sendak ile roportaji. Iki bolumu var, yukardaki link ilk bolumu icin.

Evren said...

:))))))))) Cok tesekkurler paylastigin icin! Bayildim!!!

Şerife Çimen said...

Aklımda olan bir kitap olmuştur hep niyeyse arada kaynamış. Kitaptaki resimlerden çıktılar almıştım bir ara onlara masallar uydurmuştuk. Alayım ertelemeden, teşekkürler Evren.

Şerife Çimen said...

Bir de böyle kitapları niye Türkçeye çevirmezler anlamıyorum. Öyle güzel kitaplar keşfediyoruz ki yayınevi mi kursak :p
Vardır bir sebebi heralde telif hakkı falan gibi.