February 12, 2013

Çocuğunuza oyuncaklarını nasıl toplatırsınız?

Aslında çocukların her alanda özgür olmaları gerektiğini düşünüyorum. Dağıtma özgürlüğü de bunlardan biri olmalı. Legolarla oynarken ve her bir parça odanın her bir metrekaresine yayılmışken bir anda kalkıp kostüm sepetini devirip cadı kostümünü bulup giyiyorsa ne cadılığındandır ne de sizi gıcık etmeye çalışıyordur. Siz gıcık olabilirsiniz o ayrı :P Ama hayalgücü çocuğu alıp oraya götürdüyse onun suçu değil gerçekten. Bırakın dağıtsın, eşya değil mi, nasıl olsa bir gün toplanır.

Ve hiç merak etmeyin, o günün gelmesi fazla uzun sürmüyor. Ev bazen, aslında çoğunlukla, öyle bir dağılıyor ki insanın ve dahi çocuğun o dağınıklıkta oyun bile oynayası gelmiyor ve böyle bir durumda çocuğunuz sizden iPad dilenirken, siz de ona şart koşarak, önce oyuncaklarını toplamasını dilenebilirsiniz. Bu bir yöntem, nadir de olsa işe yaradığı olur.

Bir başka yöntem de, iki çocuğunuz varsa ve büyük olan okula gidiyor, siz küçükle evde kalıyorsanız, büyük okuldayken küçük uyanınca beraberce toplamak olabilir ki biz çoğunlukla böyle yapıyoruz. Bir müzik açıp ufaklığı yere koyuyorum, önüne, sağına, soluna birkaç tane de oyuncak, hem o ileri-geri, sağa-sola hareket etmiş oluyor, hem de abla evde yokken onun oyuncaklarının tadına bakma fırsatı buluyor ve bu durumdan son derece hoşnut oluyor; öyle ki ağzının salyaları akıyor :P Sonra abla gelmeden yapılması gereken bir iş daha çıkıyor ama olsun, [oyalandığı süre] - [salya temizleme süresi] > 0 oluyor. Yani, her halükarda size daha çok zaman kalıyor.


Hazine Avı
Bir diğer yöntem de oyun oynarken, oyunun içine toplama işini yedirmek. Bunun için en uygun oyun Hazine Avı. Üstelik öncesinde bir de yaratıcı çalışma yaparak birlikte güzel vakit geçirme imkanı bile bulabilirsiniz. Bunun için ihtiyacınız olan şeyler son derece basit.

- 4 tane tuvalet kağıdı rulosu
- Suluboya
- Yapıştırıcı
- Kağıt
- İp

Tuvalet kağıdı rulolarını suluboya ile boyayıp şekildeki gibi ortasına kağıt koyarak yapıştırıp iplerini geçirerek birer dürbün yapabilirsiniz. Sonra da elinize birer çanta alarak, dürbünlerinizle evin orasına burasına dağılmış 'hazineleri' (yani oyuncakları) bulup birlikte çocuğunuzun odasına getirebilirsiniz.

Başka bir varyasyonda, çocuğunuz kendi hazinelerini toplarken siz de kendi hazinelerinizi (dağılmış kitaplar, çoraplar, bezler, vs.) toplayıp yerlerine koyabilirsiniz. Böylelikle eğlenirken toplatan bir oyun oynamış, evin içerisinde 'hazine' bulmak için oradan oraya koşarken hareket etmiş olursunuz.

Eveeet, bir, belki aradan bir süre geçtikten sonra bir defa daha yapılabilecek bir aktiviteyle 2 günümüz kurtulmuş oldu. Bu çocukların 5 yaşında kendi kıçlarını toplayabileceğini varsayarak, geriye kaldı sadece 363 gün diyorum :P Kalan günler için sizden öneriler bekliyorum sayın okuyucular. Haydi şimdi pamuk eller klavyeye lütfen :)

2 comments:

ÇokBilmiş said...

Benim 2 önerim olacak:
1. Oyuncak sayısını ve özellikle küçük oyuncak sayısını azaltmak: Kızımı gözlemleyip en çok oynadığı oyuncakları belirledim. Küçük hayvanları ve küçük tahta evcilik oyuncakları ile oynuyor. Onlar için odasında özel bir bölüm yaptım, minik bir oyun halısı serdim. O oyun halısının üzerinde oynamayı tercih ettiğinde salona taşımıyor. Sulu boya ve kes yapıştır aktiviteleri için de bir yer masası ayarladım. Altına plastik bir sofra örtüsü serdim. Tüm gerekli malzemeleri de kutularda yer sofrasının etrafına yerleştirdim. Canı isteyince orada boya yapıyor. Müzik aletleri bir rafta, kostümleri diğer rafta duruyor. Kartlı oyunlar ve Karagöz perdesini de yukarı kaldırdım, oynamak istediğinde bana soruyor. Sadece 2 pazılı masasında duruyor. Onları da arada bir değiştiriyorum, geri kalanlar da üst raflarda, benden istemesi gerekiyor. Peluş oyuncakları ile oynamıyordu. Tamamen kaldırdım. Oynadığı 1-2 bebeği vardı, diğerlerini de kaldırdım. Oyuncak toplama işim kalmadı desem yeridir. Sorun demek ki fazla oyuncaktan kaynaklanıyormuş, en azından bizim evde. Çocuğun oynamak istediği en fazla 10 tane oyuncağı var aslında ve 11. fazla gelyor demek ki...

2. Oyuncak toplama kutuları: Büyük süslü bir kutu aldım. Salonun bir kenarında duruyor. Salonda (açık mutfak bizim ev) kızımın oyuncak mutfağı duruyor. Bazen mutfağını dağıtmış olabiliyor. Ya da evcilik oynadığı bir iki kukla ya da hayvan salona gelmiş oluyor. Bu durumda zamanı gelince "Haydi oyuncakları kutuya atalım" diyorum. Oyuncakları uygun raflara kaldırmak zor gelebiliyor ama kutunun içine atmayı hem kolay hem de eğlenceli buluyor sanırım. Kutunun kapağını kapatınca dağınıklık yok olmuş oluyor. Sonra müsait bir zamanda oyuncakları yerine yerleştiriyorum.

Montessori'de olduğu gibi az sayıda oyuncak, hep aynı rafa konduğunda, çocuk bir süre sonra kavrıyor durumu sanırım.

Bir de Küçük Bill adlı çizgi filmde ninesi Bill ile birlikte ortalığı toplarken "çorap çorap zubidi zubidi zu" diyerek kutuya atıyordu. Kızım o tekerlemeyi de çok sevdi. Zupidi zupidi zuu deyip duruyor kendi kendine :)

Evren said...

O oyuncak azaltma işini ben de yapıyorum ara ara, oynamadığı oyuncakları belirleyip kaldırıyorum. Ve evet bizde de bir organizer var ve çok işe yarıyor cidden. Ama şu salona giden oyuncaklar için bir çözüm yoktu o süslü büyük kutu önerin çok iyi oldu. Böyle bir kutu alıp ben de salona koyacağım, çok iyi fikir! Çok teşekkürler!